Ali Berham Şahbudak

Tarih: 30.11.2025 18:00

Papa Ziyaretleri ve Türkiye'nin Egemenlik Mücadelesi:

Facebook Twitter Linked-in

Yüz Yılın Tartışması // Ali Berham ŞAHBUDAK

Tarih Tekerrür Eder mi?

Türkiye, tarihi boyunca farklı medeniyetlere ve inançlara ev sahipliği yaptı. Son günlerde gündeme gelen bir Papa ziyareti planı, akıllara Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşandığı iddia edilen benzer bir durumu ve Mustafa Kemal Atatürk'ün bu konudaki tavizsiz tutumunu getirdi.

Bu tür bir ziyaretin odak noktası sıklıkla İznik oluyor. Zira İznik, Hristiyanlık inancının temel dogmalarının şekillendiği önemli konsillere (din meclislerine) ev sahipliği yapmış, Hristiyanlık tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir. Papa’nın bu tip bir ziyareti, Katolik Kilisesi için Ekümenik Diyaloğu güçlendirme ve küresel etkisini pekiştirme amacını taşır.

Peki, güncel tartışmalarda sorulan temel soru: "Papa'nın Türkiye'ye gelmesine kim izin verdi?" Bu izin, ne bir siyasi liderin kişisel tasarrufu, ne de terör örgütü elebaşlarının yetki alanı dâhilindedir. Bu karar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenlik ve diplomatik hakkıdır. Ancak bu kararın zamanlaması ve siyasi arka planı, 100 yıl önceki duruşu akıllara getirmektedir.

Atatürk Dönemi: Tavizsiz Egemenlik ve Laik Devlet

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde de bir Papa ya da üst düzey bir Vatikan temsilcisinin özellikle İznik’i ziyaret etmek istediği iddia edilmektedir. Bu iddia, güçlü bir siyasi temele dayanır; zira o dönemde Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurulan devletin bağımsızlığını her türlü dinî ve dış müdahaleden korumayı önceliklendirmiştir.

Papa'nın Türkiye'ye yaptığı ilk resmî ziyaretin 1967'de Papa VI. Paul tarafından gerçekleştirildiği gerçeği, Atatürk döneminin tavizsiz duruşunu daha da belirgin kılmaktadır.

O dönemde iddia edilen ret kararının temel dayanakları şunlardır:
Ulusal Egemenliğin Tesis Edilmesi: Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Lozan ile bağımsızlığını yeni tescillemişti. Yabancı bir dinî liderin uluslararası öneme sahip bir yerde, devletin onayı dışında özel bir tören düzenlemesi, Türkiye’nin tam bağımsızlığına gölge düşürebilecek bir eylem olarak algılanmıştır.
Laik Devlet İlkesi ve İç Barış: Atatürk'ün laiklik ilkesine dayalı ulusal devlet inşası, dinî otoritelerin siyasete ve toplumsal dengeye müdahalesini engellemeyi amaçlıyordu. Papa'nın ziyareti, yeni rejimin iç siyasette istenmeyen mezhepsel veya siyasi tartışmalara yol açma riskini taşıyordu.
Atatürk’ün Laiklik Çizgisi ve Vatikan İlişkileri

Atatürk döneminde Türkiye topraklarındaki Katolik kurumlar, kiliseler ve okullar dâhil tüm dinî yapılar, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına sıkı sıkıya tabi kılınmıştır.

Yabancı okulların denetimi ve millî derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulması zorunluluğu, Vatikan'ın Türkiye üzerindeki geleneksel etkisini sınırlandırmıştır. Diplomatik ilişkilerin bile, resmî büyükelçilik seviyesinde, 1960’lı yıllara kadar kurulmamış olması, bu dönemin dinî otoritelerle olan mesafeli ve ihtiyatlı politikasını açıkça ortaya koymaktadır.

Atatürk’ün bu konudaki duruşu, kişisel inançlardan ziyade ulusal egemenliği, laik devlet düzenini ve iç barışı korumaya odaklanan siyasi ve hukuki bir kararlılığın ürünüdür.

Sonuç: Yüz Yıl Sonra Harekete Geçenler

Bugün 100 yıl sonra tartışılan bu ziyaretler, Hıristiyan dünyasındaki ayrılıkların giderilmesi adına sembolik bir adım olarak sunulsa da, ABD ve İsrail’in katliamları başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyalarında yaşanan insanlık suçları ve katliamlar, dünya halklarına anlatıldığı gibi bir “dinler arası diyalog” tablosu yansıtmamaktadır.

Bu ziyaretlerin önünün açılması, yıllarca “dinler arası diyalog” söylemiyle Türk milletine anlatılan ve Atatürk'ün ölümünü bekleyenlerin 87 yıl sonra harekete geçerek üzerlerine düşen görevi yüz yıl sonra yapması anlamına gelmektedir.

Bu durum, en başta FETÖ ve PKK terör örgütlerinin elebaşları dâhil olmak üzere, Türkiye'nin laik ve üniter yapısını hedef alan tüm odakların nihai amaçlarına hizmet etmektedir. 29.11.2023…

Türkiye, egemenliğine ve kurucu felsefesine sahip çıkmak zorundadır.

Ali Berham ŞAHBUDAK / Cumhuriyetçi Aydınlanma Partisi Kurucu Genel Başkanı.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —