24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü Kutluyorum. Ali Berham ŞAHBUDAK..
Hayatımızın her evresinde değerleri, ufku ve erdemi borçlu olduğumuz Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyor; emekli, görevi başında veya atama bekleyen tüm eğitim emekçisi öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Gönül isterdi ki, bu özel günü bilimsel ve çağdaş eğitimin zaferlerini, öğretmenlerimizin maddi ve manevi refahını konuşarak karşılayalım.
I. GÜNÜMÜZ KOŞULLARI: AYDINLIĞA VURULAN GÖLGE
Ancak ne yazık ki, içinde bulunduğumuz günün koşulları, coşku dolu bir kutlamanın ötesinde, ciddi bir mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. Mevcut iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ısrarlı politikaları sonucunda, laik ve çağdaş eğitim kurumlarımızda, sosyal ve inanç alanlarında derin kırılmalar yaşanmaktadır. Oysa Önderimiz M.K. Atatürk'ün işaret ettiği yolda, öğretmenlerimiz BİLİMİN ve AYDINLANMANIN ANAHTARIDIR!
Ne var ki, bugün ülkemizde eğitim sistemi, Cumhuriyet kazanımlarından uzaklaşan, bilimsel düşünceyi ikinci plana atan bir yozlaşma ve gerileme dönemine girmiştir. Çağdaş eğitim kurumlarımızın yönetim kadrolarına yapılan atamalar, müfredattaki köklü değişiklikler ve en önemlisi de cami imamlarının okullarda din dersi veya branş öğretmeni olarak istihdam edilmesi; çağdaş, laik eğitim sistemimize ciddi bir darbe vurmaktadır.
Bilimden ve akılcı eğitimden uzaklaşılan bu durum, okullarımızda mevcut müfredatın dışına çıkılmasına, dinin referans alındığı bir anlayışın dayatılmasına neden olmuştur. Öğretmenlerimizin, Cumhuriyet'e yaraşır, fikri hür bireyler yetiştirme idealini zorlaştıran bu zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen gerici ve yobaz çevrelerin ekmeğine yağ sürmektedir.
II. ATATÜRK'ÜN MİRASI: MEŞALENİN TARİHSEL GÜCÜ
Sevgili Öğretmenlerimiz,
Bu zorlu süreçte, sırtınızı dayayacağınız en sağlam dayanak, Başöğretmenimizin sizler için çizdiği yoldur. Sizler, bizleri yetiştirirken sayısız fedakârlıkta bulundunuz, nice sıkıntıya göğüs gerdiniz. Maddi zorluklara, yıpratıcı şartlara rağmen; Atatürk İlke ve Devrimlerini genç beyinlere anlatmak, onları Türkiye Cumhuriyeti için yetiştirebilmek en büyük idealiniz oldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenlere atfettiği değer, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın en yoğun günlerinde dahi değişmemiştir. Kütahya-Eskişehir savaşlarının bütün şiddetiyle sürdüğü 1921 yılının Temmuz ayında, bir Öğretmenler Kongresini Ankara’da toplama kararı, bu değerin en somut kanıtıdır. Eğitim Bakanı’nın erteleme önerisine karşı, Atatürk’ün o tarihi yanıtı, bugün dahi yolumuzu aydınlatmaktadır:
“Hayır, hayır ertelemeyin! Cahillikle, ilkellikle savaş, düşmanla savaştan daha az önemli değildir. Toplantıya katılacağım ve bir de konuşma yapacağım.” Bu sözler, eğitimin ve öğretmenlerin ulusal kurtuluş ve varoluştaki yerini özetlemektedir. Zira O’nun açık tespiti şuydu: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”
III. YENİ NESİL SİZİN ESERİNİZ OLACAKTIR
Cumhuriyet’in ilanının ardından, Atatürk, öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını her fırsatta dile getirmiştir. Onun düşüncesinde, asırlardır cahil bırakılmış insanımız, bu karanlıktan sadece eğitimle, sadece sizin rehberliğinizle çıkabilirdi.
“Öğretmenler! Cumhuriyet'in özverili öğretmen ve eğiticilerini sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve özverinizin derecesi ile uyumlu bulunacaktır.” Ve asla unutmamamız gereken o vasiyet: “Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller ister.”
Ne acıdır ki, Atatürk’ün aramızdan ayrılışının ardından Köy Enstitüleri’nin kapatılmasıyla başlayan, çağdaş eğitimden uzaklaşma süreci, bugün hızla artan dinci kadrolaşma ile devam etmektedir. Siyasi hırs, Atatürk Aydınlanmasından ve Türk Devrimlerinden uzaklaşan bir kesimden destek görerek bu karanlık tabloyu derinleştirmektedir.
SONUÇ: GERÇEK ZAFER SİZİN
Laik Cumhuriyet'in Değerli, Çağdaş Öğretmenleri; Sizin, Atatürk İlke ve Devrimleri ile Cumhuriyet’in temel değerlerine olan inanç ve bağlılığınızdan zerre şüphemiz yoktur. Tüm branşlarda binlerce öğretmenimiz atama beklerken, sözleşmeli uygulamalarla sistem zorlanmaya çalışılsa da, sizler Yol Meşalemizsiniz.
Yılmadan, Atatürkçü Düşünce karşıtlarına aldırmadan, kararlı bir şekilde Türk Gençliğini yetiştirmeye devam etmelisiniz.
Unutmayın; “Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin zaferleriniz için yalnızca ortam hazırlar. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız ve sürdüreceksiniz. Kesinlikle de başarılı olacaksınız.”
Sizler, ödülünü yıllar sonra alan, fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini inşa eden o kutsal ordusunuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin emanet edildiği Türk Gençliği, sizi asla unutmayacaktır! 23. 11.2025.
Ali Berham ŞAHBUDAK
Cumhuriyetçi Aydınlanma
Partisi Kurucu Genel Başkanı.