Utkan Uğur

Tarih: 24.11.2025 11:37

Hayatımız Açısından Yeri Kritik Olan Tesisatın Tarihçesi

Facebook Twitter Linked-in

Hayatımız Açısından Yeri Kritik Olan Tesisatın Tarihçesi

 

Kelime anlamı Türk Dil Kurumu’na göre belli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi veya döşenen bu araçların tümü, döşem, donanım demek olan tesisatın hayatımız açısından yeri oldukça kritik bir durumdadır.

Tesisatı genel olarak şu şekilde tanımlamak mümkündür:

Tesisat; insanların daha konforlu ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları, üretmeleri, gereksinimlerini karşılamaları amacıyla yapılarda bulunması zorunlu görülen temiz ve pis su, ısıtma, havalandırma, kanalizasyon, gaz ve diğer özel sistemlerin tümüdür.

Tamından da anlaşılacağı gibi tesisat dediğimiz zaman karşımıza bir çok sistem çıkmaktadır. Tesisat çeşitlerini birbiriyle birçok konuda bağıntılı olarak mekanik tesisat ve elektrik tesisatı olarak ikiye ayırarak tesisat çeşitlerini de bu alt dallarında kategorize ederek şu şekilde sıralayabiliriz:

1)Mekanik Tesisatı a)Temiz su ve pis su tesisatı (Sıhhi tesisat) b)Isıtma tesisatı c)Soğutma tesisatı d)İklimlendirme tesisatı e)Yangın tesisatı f)Klima tesisatı g)Doğalgaz tesisatı h)Güneş enerjisi tesisatı ı)Asansör tesisatı j)Basınçlı hava tesisatı

2)Elektrik tesisatı a)Güç dağıtım tesisatı b)Reaktif güç kompanzasyonu c)Yedek güç sistemleri

Tarihsel olarak baktığımızda tesisatın en eski örnekleri Neolitik Dönem'de yerleşik köylere su temini için kuyu açılması şeklinde olmuştur. Ev içi borulama sistemi o süreçte henüz gelişmemiş olup sistemler ilkeldi ve dış mekana dayalıydı. Nitekim ortaya çıkan atıklar genellikle açık kanallarla yerleşim dışına yönlendirilirdi.

Ur, Babil gibi Mezopotamya şehirlerinde ise pişmiş toprak borular kullanıldı. Yine erken kanalizasyon kanallarının Mezopotamya'da ortaya çıktığını belirtmek zorundayız. Babil İmparatoru Hammurabi'nin adını taşıyan kanunlarda bile su altyapısıyla ilgili maddeler bulunmaktaydı. Antik Mısır'da ise Nil'den su taşımak için taş kaplamalı kanallar inşa edilirken Mısır evlerinde de banyo odaları oluşturulmaya başlanmıştır. Ancak tesisatla ilgili Antik Mısır'da ortaya çıkan yenilik ise bakır borulardır. Bu boruların ilk defa kullanıldığı yerler ise Firavun sarayları ve tapınaklarıydı.

Ortadoğu'da tesisatla ilgili gelişmeler böyle iken Avrupa coğrafyasında da tesisatla ilgili yenilikler yaşanmıştır.

Antik Yunan medeniyetine baktığımızda Knossos (Girit) sarayında MÖ 1700'lerde erken sifonlu tuvalet örnekleri görülürken yine yağmur suyu drenajı ve temiz su hattının planlanması da birlikte yapılmıştır.

Ama tesisat tarihinin dönüm noktasının yaşandığı asıl medeniyet Roma medeniyeti olmuştur. Mesela kilometrelerce uzaklardan su getiren dev sistem olan ''Aqueduclar'', yani su kemerlerinden ev içi dağıtım adına düzenli bir borulama altyapısı örneği olan kurşun ve seramik borulara dek tesisat tarihinin dönüm noktası olan yenilikleri dünyaya armağan eden Roma medeniyeti olmuştur. Öte yandan tarihin en eski ve halen çalışan kanalizasyon sistemi olan ''Cloaca Maxima'', Roma patentli bir yeniliktir. Yine Romalılardan itibaren hayatımıza giren hamamlar, çeşmeler, şadırvanlar ve ısıtma sistemleri (hypocaust) tesisatın gelişimine ivme kazandırdı.

Asya'daki Büyük Hun İmparatorluğu dağıldıktan sonra Çin esaretinden kaçan Türk boyları doludizgin batı yönüne doğru göç edince Avrupa'nın siyasi yapısının adeta altüst olmasıyla bugünkü Avrupa'nın temelleri atıldı ve İlk Çağ kapanıp Orta Çağ başladı. Orta Çağ, Avrupa için pek de iyi bir süreç olmamıştır. Avrupa için adeta fetret süreci olan Orta Çağ'ın Avrupa aleyhine olan koşullarından tesisat da payına düşeni almıştır.

Öyle ki, Çin esaretinden kaçan Türk boylarının doludizgin Avrupa topraklarını çiğnemesi karşısında paniğe kapılan Avrupa'nın yerli kavimleri bu panik içerisinde yer değiştirmeye başladılar ve Roma topraklarına doğru göç etmeye başladılar. Bu göç akınlarından olumsuz etkilenen Roma İmparatorluğu ikiye ayrılırken Roma medeniyeti her konuda olduğu gibi altyapıda da çöküş yaşamıştır. Özellikle kanalizasyon ve borulama sistemlerinde Avrupa en ilkel devrini Orta Çağ'da yaşamıştır.

Buna karşılık olarak aynı çağda Şark medeniyetlerinde, ama özellikle de başta Kurtuba, Şam ve Bağdat olmak üzere İslam medeniyetinin simge şehirlerinde su ve atık yönetimi gelişmişti. Avlulu evlerde yer altı kanalları ve gelişmiş hamam yapılarına ek olarak künk ve taş boru sistemleri İslam şehirlerinde su ve atık yönetiminin ortaya koyduğu muazzam gelişime en güzel örneklerdir.

Türklerde de bilhassa Maniheizm'i benimsemenin etkisiyle savaşma ve beslenme alışkanlıklarını değiştirip yerleşik hayata geçen Uygurlardan itibaren tesisat alanında muazzam gelişmeler yaşanırken Türk tarihinin en kudretli imparatorluğu Osmanlı'nın şehircilik geleneği daha çok su ve ısıtma tesisatında öne çıkmıştır.

Osmanlı'daki su tesisatı gelişimine verilecek en güzel örneklere bakacak olursak başta Mimar Sinan'ın başyapıtı olan Kırkçeşme tesisleri olmak üzere su kemerleri, hakeza pişmiş toprak olan künkten yapılan ve geniş bir kullanım alanına sahip olan borular yer alırken yine mahalle çeşmeleri, sebiller ve şadırvanlar örgütlü bir su dağıtım sistemi oluşturmuştur.

Yine Osmanlı'nın çoğu şehrinde yeraltı kanallar mevcut olup özellikle İstanbul'un Bizans'tan kalma altyapısı da Osmanlı'da geliştirilerek çağın koşullarına uygun hale getirilmiştir.

Osmanlı şehircilik geleneğinin öne çıktığı ısıtma tesisatında özellikle saraylarda kullanılan ''külhanlar'' ve erken kalorifer sistemleri büyük önem arz ederken hamamlarda da gelişmiş su ısıtma ve buhar dolaşımı sisteminin bulunduğunu da belirtmek zorundayız.

Dünyada büyük gelişmelerin yaşanmaya başladığı 18. yüzyılın sonlarında gerçekleşen Sanayi Devrimi ile birlikte dökme demir borular, basınçlı su sistemleri ve pompalama teknolojilerinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Avrupa kıtasının ve ABD'nin şehirlerinde 1850'lerden sonra modern anlamda içme suyu ve kanalizasyon şebekeleri kurulmuştur. Ayrıca modern tesisatın doğuşu bağlamında gaz aydınlatması için ilk gaz tesisatları kurulurken 1890'larda ise sıcak su radyatörlü ısıtma yaygınlaşmıştır.

XX. yüzyıl ise teknik tesisatın yüzyılı olmuş, bina mekanik tesisatı ayrı bir mühendislik disiplini olarak kurumsallaşmıştır. Ayrıca yangın tesisatı ve sprinkler sistemleri geliştirilirken havalandırma (HVAC) modern binaların vazgeçilmez parçası haline gelmiştir. Yine bu sürece baktığımızda PVC, PPRC, bakır, çelik gibi modern boru malzemeleri geliştirilirken ısıtma sistemlerinde de kombi, doğalgaz, merkezi ısıtma ve yalıtım da standart hale gelmiştir.

Milenyuma girildiğinde ise akıllı tesisat ve enerji verimli sistemler ön plana çıkmaktadır. Akıllı bina otomasyonu ve IoT tabanlı tesisat çözümlerinin hayatımıza girdiği milenyumda depreme dayanıklı esnek bağlantılar ve yüksek basınçlı polimer borular tesisat alanının demirbaşları olmuştur.

Sonuç olarak insan hayatının görünmeyen fakat vazgeçilmez iskeleti olan tesisata dair sistemler olmadığında günlük hayatın en basit ihtiyaçları bile karşılanamamakta olup insanlık gelişim yaşadığından beri tesisat da ciddi gelişim ve değişim geçirmiş, günümüzde modern yaşamın temelini ve can damarını oluşturmuştur.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —