ELİF LALE KIRCAOĞLU
Bu makale, 20 Kasım 2025 tarihinde AsiyaD tarafından düzenlenen Türk Dünyası Başarı ve Onur Ödülleri programı bağlamında ortaya çıkan temsil ve ifade sorunlarını incelemektedir. Çalışmada, Uluslararası Savaş Suçları Araştırma Mahkemeleri (USSAM) kurulmasına ilişkin önerinin, törenin gündeminde yer almaması üzerinden Türk dünyası etkinliklerinin kurumsal demokratik kültürü, temsiliyet alanları ve politik öncelikleri sorgulanmaktadır. Ayrıca savaş mağduru çocukların korunması ve miras haklarının güvence altına alınması bağlamında USSAM’ın hukuki ve insani işlevi tartışılmakta; Doğu Türkistan, Arakan ve benzeri kriz bölgelerinin Türk ve Müslüman toplulukların ortak gündeminde yeterince temsil edilmeyişi analiz edilmektedir.
Türk dünyası kurumlarının düzenlediği ödül törenleri ve kültürel organizasyonlar, genellikle kültürel birlikteliği güçlendirmeyi, diasporayı bir araya getirmeyi ve ortak kimlik bilincini pekiştirmeyi amaçlar. Bununla birlikte bu tür etkinliklerde politik önceliklerin, sponsorluk ilişkilerinin ve organizasyonel tercihlerin etkisi, zaman zaman kamusal tartışmaların geri planda kalmasına neden olabilmektedir. Bu da bizleri üzmektedir.
20 Kasım 2025 tarihinde düzenlenen Türk Dünyası Başarı ve Onur Ödülleri programında yaşanan temsil sorunu, özellikle de USSAM (Uluslararası Savaş Suçları Araştırma Mahkemeleri) konusunda sunum yapılmasına izin verilmemesi, bu bağlamda ele alınması gereken önemli bir örnek oluşturmaktadır.
Habermas’ın kamusal alan teorisi, sivil toplumun fikirlerini serbestçe ifade edebilmesi ve tartışabilmesi gerektiğini vurgular. Ancak kültürel törenler ve ödül organizasyonları, çoğu kez: Protokol öncelikleri, siyasal aktörlerin görünürlük gereksinimleri, sponsor firmaların etkinlik üzerindeki belirleyiciliği, gibi dinamikler nedeniyle kamusal tartışma alanını daraltmaktadır.
Bu bağlamda, USSAM gibi uluslararası nitelikte hukuki ve insani bir projenin sunulmasına izin verilmemesi, yalnızca bireysel bir temsil sorunundan ibaret değildir; aksine Türk dünyası toplantılarında giderek artan kültürel gösteri–politik içerik ayrışmasının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Türkiye liderliğinde kurulması önerilen USSAM, yalnızca savaş suçlarının yargılanmasına yönelik bir mekanizma değil, aynı zamanda savaş mağduru çocukların korunması, güvenliğinin sağlanması ve miras haklarının kayıt altına alınması açısından da önem taşımaktadır.
Kullanıcı verilerine göre Gazze’de on binlerce, Suriye’de ise binlerce çocuğun yetim kaldığı belirtilmektedir. Bu sayıların farklı kaynaklarda değişiklik gösterebileceği bilinmekle birlikte, savaşlarda çocukların: Kimliklerinin kaybolması, aile bağlarının parçalanması, miras ve mülkiyet haklarının ortadan kalkması, kaçakçılık ve istismar risklerine açık hale gelmesi gibi çok katmanlı sorunlarla karşılaştığı, akademik literatürde geniş biçimde belgelenmiştir.
Bu nedenle söz konusu projenin Türk dünyası etkinliklerinde gündem dışı bırakılması, insani diplomasi açısından önemli bir eksikliktir. Etkinlik kapsamında dans gösterilerine, sponsor ödüllerine ve protokol konuşmalarına geniş yer verilmesi; buna karşın: Doğu Türkistan, Arakan, Gazze, Suriye gibi acil insani sorun başlıklarının gündeme alınmaması, Türk ve Müslüman coğrafyalarının ortak hafızasında önemli bir temsil boşluğu doğurmaktadır.
Bu durum, Türk dünyası kurumlarının zaman zaman sembolik birliktelik üretmekle sınırlı kaldığı, gerçek politik ve insani sorunlara yeterince eğilmediği yönündeki akademik eleştirileri doğrular niteliktedir.
Bu çalışma, 20 Kasım 2025 tarihli ödül töreninde yaşanan temsil sorunu üzerinden, Türk dünyası etkinliklerinin: Demokratik katılım, ifade özgürlüğü, insani diplomasi, sorumluluk bilinç açılarından yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.




