"Düşüncenin mecrası"


Türkiye’nin Öncülüğünde Yeni Bir Adalet Arayışı: USSAM Mahkemeleri


Bugün Ensar Vakfı Konferans Salonu’nda düzenlenecek program, yalnızca bir konferans değil; aynı zamanda küresel vicdanın ve hukuk arayışının yeniden konuşulduğu önemli bir buluşma niteliği taşıyor. “Türkiye'nin Öncülüğünde USSAM Mahkemeleri Neden Kurulmalı?” başlığı etrafında şekillenen bu toplantı, hem ulusal hem de uluslararası hukukun en zorlu sorularına cevap aramayı hedefliyor.

USSAM Mahkemeleri, özellikle savaş bölgelerinde yaşanan hukuksuzlukları kayıt altına almak, sivillerin ve çocukların haklarını korumak ve küresel bir adalet mekanizması oluşturmak amacıyla tasarlanan bir model olarak dikkat çekiyor. Peki bu mahkemeler neden Türkiye merkezli olmalı? Bu konferans tam da bunun cevabını tartışmaya açıyor.

Türkiye’ye Katkıları: Adaletin Coğrafyası Genişlerken
USSAM Mahkemelerinin Türkiye’de konumlanması, ülkenin bölgesel etkinliği ve insani diplomasi tecrübesiyle güçlü bir uyum taşıyor. Türkiye, hem coğrafi konumu hem tarihsel misyonu nedeniyle insani krizlerin merkezinde yer alan bölgelerle sürekli temas halinde. Bu nedenle Türkiye’nin böyle bir yapıya öncülük etmesi, hem uluslararası adalet mekanizmalarında söz sahibi olmasını hem de insan hakları konusunda güçlü bir merkez oluşturmasını sağlayabilir.

Türkiye’nin diplomatik birikimi, kriz bölgelerindeki mağdurların sesi olabilecek bağımsız bir mahkemenin kurulmasına zemin hazırlıyor.

Küresel Ölçekte Rolü: Sadece Bir Mahkeme Değil, Bir Vicdan Merkezi
USSAM Mahkemelerinin küresel ölçekte üstleneceği rol, sadece hukukî bir işlevle sınırlı değil.
Bu yapı;

Çatışma bölgelerinde işlenen suçların belgelenmesi,

Sivillerin korunmasına yönelik uluslararası raporların hazırlanması,

Çocuklar ve diğer kırılgan gruplara yönelik özel hukuk mekanizmalarının geliştirilmesi

gibi görevleri üstlenerek küresel adaletin tamamlayıcı bir unsuru haline gelebilir.

Dünyanın birçok yerinde uluslararası mahkemelerin siyasi baskılarla karşılaştığı düşünüldüğünde, USSAM’ın bağımsız bir ses olarak ortaya çıkması, yeni bir güven kapısı olabilir.
USSAM’ın diplomatik boyutu, devletler arasında değil; insan hakları, delil toplama süreçleri ve insani hukuk gibi teknik alanlarda çalışacak bir köprü olmasını öngörüyor.
Hukukî açıdan ise;

Belge ve delil toplama,

Uzman raporları hazırlama,

Uluslararası kurumlara destek sağlama

gibi görevlerle küresel sisteme katkı sunabilecek bir mekanizma oluşturuyor.
Savaş Alanlarında Çocukların Durumu: Sessiz Çığlıkların Kaydı

Savaşın en ağır yükünü daima çocuklar taşıyor. Yurtlarından edilen, eğitimden kopan, ailesini kaybeden, istismara ve şiddete açık hale gelen çocuklar, savaşın görünmeyen en büyük mağdurları.

USSAM Mahkemeleri’nin amaçlarından biri, özellikle savaş bölgelerindeki çocukların durumunun kayıt altına alınması ve gelecekte bu çocukların haklarını koruyacak hukuki mekanizmaların oluşturulmasıdır.
Bu;kimlik tespiti, aile kayıplarının belgelenmesi, sorumluların teşhisi
gibi kritik çalışmalar anlamına geliyor.
Gazze’deki Çocukların Miras Hakları: Hukukun En İnce Noktası

Gazze’de devam eden insani kriz, binlerce çocuğun hem ailesiz hem de hukuki korumadan yoksun kalmasına yol açtı. Anne ve babasını kaybeden çocukların miras haklarının korunması konusu, uluslararası hukukun yetersiz kaldığı alanlardan biri. USSAM Mahkemeleri bu noktada; mirasın korunması,
çocukların gelecekte mağdur edilmemesi, kayıpların tespiti ve belgelendirilmesi
gibi süreçlere katkı sağlayabilecek bir yapı olarak büyük önem taşıyor.