Ali Berham Şahbudak


Siyasi Gelişmeler ve CHP'nin Konumu Üzerine Bir Analiz


1. CHP'nin "Sessizliği" ve Stratejik Karar Alma
CHP'nin son dönemdeki tutumu, siyaset biliminde genellikle "Riskten Kaçınma" veya "Gündem Belirleme Çabası" stratejileri çerçevesinde incelenebilir:

* İki Kutuplu Gündemden Kaçınma: İktidar (AKP) ve ortağı (MHP) tarafından sürekli olarak ısıtılan "beka", "terör" ve "milliyetçilik" eksenli tartışmalar, muhalefeti genellikle Savunma Pozisyonu'na iter. Bu tür bir tartışmaya girmek, CHP'yi kendi temel değerlerinden (laiklik, adalet, ekonomi) uzaklaştırıp, MHP/AKP'nin güçlü olduğu alanda oynamaya zorlar. Bu nedenle, genel merkez, bu tür sert tartışmalara girmeyerek kendi belirlediği ekonomik ve sosyal gündeme odaklanmayı tercih ediyor olabilir.

* İBB Başkanına Odaklanma: İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı'nın ön plana çıkarılması, partinin Değişimci ve Yenilikçi Yüzünü gösterme çabası olarak yorumlanabilir. Bir yandan da, İBB Başkanı'nın popülaritesi üzerinden bir "Alternatif İktidar Merkezi" algısı oluşturulmak isteniyor olabilir. Siyasi başarı, sadece meclis faaliyetleri değil, aynı zamanda yerel yönetimlerdeki somut icraatlar üzerinden de tanımlanabilir.

* Parti İçi Dinamikler: Bir diğer etken, parti içindeki yeni yönetim ve eski yapılar arasındaki güç dengesi arayışıdır. Radikal bir pozisyon almak, bu geçiş döneminde parti içi birliği zedeleyebilir.

2. İhanet ve Çözülme Söylemleri

Siyasetçilerin her türlü terör örgütüne sarıldığı ve ülkeye ihanet ettiği yönündeki kaygılarınız, iktidar partilerinin yıllardır kullandığı "Siyasi Rakibi Gayri meşrulaştırma" söylemlerine dayanmaktadır.

* "Tükenmişlik" İddiası: Bir siyasi partinin uzun süre iktidarda kalması, doğal olarak yıpranma (tükenme) emareleri gösterir. Bu durumda iktidar, gündemi kendi başarısızlıklarından (ekonomi, adalet) uzaklaştırmak için sık sık "Dış Güçler", "Beka", "Terör" gibi milliyetçi ve güvenlik temelli konuları kullanır. Muhalefetin bu tuzağa düşmekten kaçınma stratejisi, bazen "sessizlik" olarak algılanabilir.

3. Cumhuriyetin Kurucu Partisi ve Değişim Paradoksu

CHP'nin kurucu kimliği, ona tarihsel bir sorumluluk yüklerken, aynı zamanda modern siyasette "Değişim" baskısını da getirir.

* Tarihsel Kimlik vs. Güncel Siyaset: Sizin de vurguladığınız gibi, Cumhuriyeti kuran partinin bu denli kritik bir dönemde daha net ve gür bir sesle konuşması beklenir. Ancak, partinin "sessizliği", eski Kemalist kimliğinden uzaklaşıp, daha kapsayıcı (centrist/merkez) bir siyaset yapma çabasıyla da bağlantılı olabilir. Bu, hem eski tabanı hem de yeni seçmeni bir arada tutmaya çalışmanın getirdiği bir Paradoks'tur.

🤔 Bir Siyasetçi ve Yorumcu olarak CHP’ye tavsiyem özüne dönmesidir?

Gerçek Atatürkçü Kemalist yurtsever yurttaş olarak da, bu durumu şöyle özetleyebilirim:
CHP, iktidarın ateşle oynadığı terör ve beka gündeminden bilerek uzak duruyor. Ankara'da iktidar-muhalefet kavgasını değil, yerelde halka dokunan icraatları ve umudu temsil eden İBB Başkanını ön plana çıkararak, oyunu kendi sahasına çekmeye çalışıyor. Sessizlik, bir zafiyetten çok, iktidarın kurduğu kutuplaşma tuzağına düşmeme stratejisinin bir parçası olabilir.

Ancak bu stratejinin bedeli, Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkma beklentisindeki tabanın eleştirilerine maruz kalmaktır.

Özetle: Siyasi arenada her sessizlik, zafiyet değil, bazen de stratejik bir konumlanma işaretidir. Ancak bu stratejinin, ülkenin yaşadığı derin kriz anlarında yeterince güçlü bir muhalefet sesi çıkarıp çıkaramadığı, siyasi başarı açısından asıl sorgulanması gereken noktadır.

Ali Berham ŞAHBUDAK / Cumhuriyetçi Aydınlanma Partisi Kurucu Genel Başkanı