Ali Berham Şahbudak


Kemalizm: Akıl ve Bilimin Rehberliğinde Bir İdeoloji


Virüs Kimdir? Bu ahlaksız çürümüşler zincirlerini kırmış saldırıyorlar Atatürk'e ve kurduğu Laik sosyal hukuk devletine.?

Bu kişiliksizler "Kemalizm bir virüstür" diyen o sözde cihatçı kişinin kendisi tam bir toplumsal virüstür. Bu ikiyüzlü, sahtekâr ve çapsız zihniyet, 21. yüzyılın bilgi çağında, "üniversite" adı taşıyan bir kuruma nasıl rektör olarak atanabilir?

Oysa Kemalizm'i "virüs" diye nitelendiren bu kişi, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu Cumhuriyette yaşayan bir virüstür. Böyle bir kişinin bir üniversiteye rektör olarak atanması zaten başlı başına bir sorundur ve suçtur. Bu kişinin Kemalizm karşıtı söylemleri nedeniyle daha önce çeşitli alanlarda görevden uzaklaştırıldığı da hafızalardadır.

Atatürk’ün Manevi Mirası Bakın, bu Cumhuriyeti bin bir mücadele vererek kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne diyor:

"Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı (kesin hüküm), hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü güçlükler önünde, belki amaçlara tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve bilimi rehber edindiğimizi onaylayacaklardır."

"Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar."

Kemalizm Nedir?

Ey çürümüş beyinler! Ey çapsız zihniyetler! Gelin size Kemalizm'in ne olduğunu bir kez daha anlatayım: Öncelikle Kemalizm'i anlamak için, Mustafa Kemal Atatürk'ün savaş cephelerinde emperyalizme karşı verdiği antiemperyalist mücadelenin ve bunun temelindeki tam bağımsızlık duruşunun ne anlama geldiğini iyi kavramak gerekir.

Çağdaşlaşma ve Modernleşme İdeolojisi
Kemalizm İdeolojisi, bir Çağdaşlaşma ve Modernleşme ideolojisidir.
Millî Hâkimiyet prensibine dayalı, Demokratik Ekonomik Kalkınma ve Modernleşme İdeolojisidir.
Kemalist İdeolojinin en önemli niteliği "Akılcı ve Bilimci" olmasıdır. Bunun anlamı; millî ve uluslararası sorunlara duygusal, dogmatik ve peşin hükümlü kalıplarla değil, akılcı, bilimci ve pragmatik (uygulamacı) bir yaklaşımla eğilmektir.
Totaliter Değil, Demokratik ve Pragmatik

Bu konuda başta belirtilmesi gereken nokta, "Kemalizm "in katı ve değişmez bir "Doktrin" olmadığıdır. Esasen, bizzat Mustafa Kemal, hareketi ve dinamizmi önlediği gerekçesiyle, o çağın Marksizm-Leninizm, Faşizm, Nasyonal Sosyalizm gibi dogmatik ve totaliter doktrinlere karşıdır.
Bu nedenle "Kemalizm" ile ifade ettiğimiz görüş; Modern Türk Devletinin kuruluşunda temel olan ilke ve uygulamaların bütününün ortaya çıkardığı davranış ve hayat tarzı anlamındaki pozitivist, akılcı ve ampirik (deneye dayalı) pragmatik bir ideolojidir.
Kemalizm, siyasal yelpazede Marksizm-Leninizm ve Faşizm gibi totaliter ideolojiler arasında değil; rasyonalist ve pragmatik olan demokratik ideolojiler arasında yer almaktadır.
Faşizmin "ırk," "devlet," "lider" gibi; Marksizm'in ise "sınıf kavgası" gibi değişmez ve dolayısıyla dogmatik kavramlara dayanmasına karşın, Pragmatizm, "mutlak gerçek" yerine deneye; yani akıl ve bilimin gözlem ve bulgularına dayanan ve dolayısıyla zaman içinde değişen gerçekleri kabul eder.
Mustafa Kemal, 1920 ve 1930'ların Komünist ve Faşist doktrin uygulamalarını görmüş, fakat bunları reddetmiştir. Atatürk, katı bir parti programı içinde doktrin oluşturmak yerine, bu işi akıl ve bilimin önderliği altında Türk Toplumunun ihtiyaçlarına göre oluşturma yolunu seçmiştir.

Bütüncül Bir Dünya Görüşü

Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti adı ile oluşturulan yeni Türk devletinin dayandığı "Atatürk İlkelerinin (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik)" bir bütün olarak uyumu ve tutarlılığı, "Kemalizm" dediğimiz dünya görüşünü ortaya çıkarır.
Dogmatizm'e karşı bir başkaldırma hareketi ve akılcılık demek olan Kemalizm, sürekli çağdaşlık ve ilericilik demektir.
Kemalizm Düşmanlarının Amacı

"Kemalizm'in bir ideoloji olmadığını" ileri sürenlerin başında, Türk Toplumunda bir "ideolojik boşluk" yaratmak ve bu boşluğu, temsilcisi oldukları yabancı ideolojilerle doldurmak isteyenler gelmektedir. Marksizm’den Nasyonal Sosyalizme, Kapitalist Liberalizm ’den Teokrasi ‘ye kadar değişen çağ dışı dogmatik ve totaliter ideolojileri savunan bu gibi kimselerin, Kemalist ideolojiyi inkâr veya tahrif etmek suretiyle bir boşluk yaratma çabası doğal karşılanmalıdır.

Ne var ki, bazıları ideolojiyi sadece "katı ideoloji" anlamakta, çağımızda dogmatik ideolojiler karşısında pragmatik ve demokratik ideolojilerin yer aldığını ve bir "hayat tarzı" anlamındaki bu tür ideolojiler arasında Kemalizm'in yer alabileceği gerçeğini ya bilmemekte ya da gözden kaçırmaktadırlar.

Kemalizm'i Ortaya Çıkaran Nedenler

Mustafa Kemal'i kendinden önce gelmiş reformculardan ayıran nokta, Tanzimat Hareketi gibi sadece kanun ve yönetim alanında kalmayıp, bütün hayatı içine alan bir değişiklik istemesiydi. O, halkı uyandırıp, onu Fransız İhtilali ile doğan ve Batı Avrupa'da gelişen Millî Hâkimiyet kavramına çekmek istiyordu.
Gücünü tahakkümden ve kayıtsız şartsız itaatten alan "dinsel kuvvetler", demokrasinin yerleşmesine karşı koyacaklardı. Onun için Mustafa Kemal, siyasi devrimi her şeyden önce bir "inanç devrimi" olarak görüyordu.
Kurtuluş Savaşı sonrası, başta bilgisizlik ve geri kalmışlık olmak üzere, bütün iç düşmanların gücü ayaktaydı. Çağdaş milletler düzeyine çıkabilmek için, öncelikle toplumda uyanmış bulunan "millet olma bilincini pekiştirmeye" lüzum vardı.
Yüzyılların birikimi olan yanlış inançlar ve anlayışlar yüzünden, milletimiz bu bilinçten oldukça yoksundu. Öyleyse, belirgin ilkeler üzerinde yeni bir devlet yapısının kurulmasına ihtiyaç ortadaydı. Bu da, millet olma bilincinin uyanık tutulmasına bağlıydı.
Böylece; Türk Toplumunun adı Türk Milleti, yeni Türk Devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti olarak belirlenmiş, Atatürk ilkeleri ve fikirleri de bu anlayışla gelişmiştir.

Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik olarak ifadesini bulan bu ilkeler, bir bütünü oluşturan ve Türk Toplumunun ihtiyaçlarından doğan ilkelerdir. Bu ilkeler bir bütünü oluşturan unsurlar olduğuna göre, bunları tek tek değerlendirmeye girişmek yanlış olur. Bütün bunların bir uyum içinde sağlanmasına "Kemalizm" denir.

Kemalizm, dünyadaki rejimler içerisinde ortaya çıkan en etkin demokratik, laik, hukukun üstünlüğü ilkesini önceleyen yönetim biçiminin dünya görüşüdür.

Ali Berham ŞAHBUDAK CUMHURİYETÇİ AYDINLANMA PARTİSİ KURUCU GENEL BAŞKANI