Dünyanın en güçlü sessizliği, çoğu zaman görülmeyen mücadelelerin içinden gelir.
Bugün, 3 Aralık Engelsiz Dünya Günü…
Ama aslında bu sadece bir gün değil; yaşamın her anında hatırlamamız gereken bir gerçekliğin adıdır:
Engeller, insanların bedeninde değil, toplumun bakışındadır.
Bir insanın yürüyememesi, duyamaması, görememesi ya da bazı şeyleri diğerlerinden farklı yapması…
Bu, eksiklik değil; insan olmanın çeşitliliğidir.
Bizler nasıl farklı diller konuşuyor, farklı yollar seçiyor, farklı hayaller kuruyorsak,
farklı yeteneklere, farklı ihtiyaçlara sahip olmak da yaşamın doğal bir parçasıdır.
Asıl mesele, bu farklılıkların önüne duvar gibi örülen önyargıları kırmaktır.
Toplumun koyduğu engeller, aslında gerçek engelin ta kendisidir.
Bir kaldırım rampası eksik olduğunda, bir okulda erişilebilirlik sağlanmadığında,
istihdam kapıları kapatıldığında ya da bir insan sırf farklı olduğu için “eksik” görüldüğünde…
Orada engellilik değil, engelcilik vardır.
Oysa bizler, engelsiz bir dünya kurmak istediğimizde ilk adımı kalbimizde atarız.
Bir insanın elinden tutmak bazen bir cümledir, bazen bir adım, bazen sadece farkına varmaktır.
Engelsiz dünya;
kimsenin dışarıda bırakılmadığı, herkesin aynı haklara sahip olduğu,
farklılıkların zenginlik sayıldığı bir dünyadır.
Bu özel gün, bize bir kez daha hatırlatıyor:
Empati, erişilebilirlik ve eşitlik bir lütuf değil, haktır.
Ve biz bu hakkı savunduğumuz sürece, sadece bugünü değil, yarını da şekillendiririz.
Gelmiş geçmiş tüm mücadeleleri onurlandırmak için…
Toplumda güçlü bir yer edinmek için savaşan tüm bireyler için…
Bugün bir kez daha sesi olmayanın sesi,
görünmeyenin göreni,
engelleri değil insanı göreni olalım.
Çünkü engelsiz dünya, bir hayal değil;
birlikte kurabileceğimiz çok gerçek bir gelecek.
Fahri İNAL
Siyaset Danışmanı | Stratejist | Analist | Yazar
