Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaşanan deprem afetinin ardından bölgeden korunmak istenen ve arzu edilen, üretimin yapılması ve yapılması gerekenlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bu büyük felakette ölümler sadece ölüm değil, tarıma yönelik yumuşak zemin üzerine yapılmasının da etkili olduğunu söyleyen Bayraktar, deprem bölgesinde tarıma yönelik imara açılış sorununu ifade etti.
Bayraktar, 'Tarımsal üretim için bulunmaz değerde olan bu toprakların inşaata açılması ve bu yolla yok edilmesi, ülkenin gıda riskini atarken bu topraklar üzerindeki yıkımlara yapılaşma, insanlarımızı evsiz barksız bırakmış, binlerce insanımızın canına mal olmuştur. Artırmaya sahip. dedi.
Bölgenin dağıtım üretim potansiyeli yüksek
Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 9,1'inin, gezerken Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın ise yüzde 15,1'iin afet bölgesinden karşılandığını hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
'TÜİK düzenlemelerine göre 2022 yılında 23,8 milyon hektar tarım yerleşimi 3,8 milyon hektarı 11 ilimizde bulunuyor ve bu toplam alanlarımızın yüzde 16,1'ine tekabül ediyor. bu değere katkısı 64,1 milyar lira ile yüzde 20,9 gibi bir oranla toplam bitkisel üretim anlatımı beşte birinden fazlasına karşılık geliyor.
Bölgede büyükbaş hayvan sayısı Türkiye toplam sığır varlığının yüzde 12'sini ve küçükbaş hayvan yoğunluğunun yüzde 18'ini teşkil ediyor. TÜİK kurallarına göre 2020 yılında çalıştırmanın hayvansal üretim değeri 108,5 milyar lirayken bölgedeki bu değere katkısı 7,3 milyar lira ile yüzde 6,7 gibi azımsanmayacak bir orana sahiptir. Bölge, konutun 238,7 milyar liralık hayvan değeri ise yüzde 13,2'lik bir hacim barındırıyor.
Bölge Türkiye'de üretilen temel işletim sisteminin önemli bir bölümünü ev sahipliği yapmaktadır. Bölgelerde Antep fıstığının yüzde 82,7'si, pamuğun yüzde 72,7'si, narenciyenin yüzde 57,5'i, mısır ve bademin yüzde 33'ü, buğdayın yüzde 19'u ve zeytinin yüzde 16'sı bölgede üretiliyor.
Depremden en fazla zarar gören illerden Hatay, Türkiye pamuk üretiminin yüzde 8,6'sını tek başına sağlıyor. Hatay, mısırda Türkiye üretiminin yüzde 2'sini üretirken, Kahramanmaraş'tan yüzde 3'ü temin ediliyor. Türkiye badem üretiminin yüzde 33'ünün sağlandığı bölge, bu üretimin yüzde 17,8'i Adıyaman'dan karşılanıyor. Bölge, Türkiye Antep fıstığı yöneticilerin yüzde 82,7'sini öderken, Gaziantep üretiminin yüzde 23,4'ünü, Adıyaman ise yüzde 11,3'ünü karşılıyor. Bölge Türkiye narenciye üretiminin yüzde 57,5'ini sağlarken, Hatay bu üretiminin yüzde 20,8'ini tek başına gerçekleştiriyor. Zeytin sofraları Türkiye'nin yüzde 16'sını gerçekleştiren bölge Hatay, Türkiye zeytin evliliklerinin yüzde 4'ünde yer alıyor.
Ayrıca depremden etkilenen 11 ilimiz tarım istihdamında da önemli bir yere sahiptir.'
Depremlerin ardından çiftçilere yönelik destekleyicilere olumlu ancak yetersiz bulduklarına işaret eden Bayraktar, 'Tarımsal üretimin sonraki dönemlerinde sekteye uğramaması ve nakit atıkların kaldırılması için bu ödemelerin kaldırılması yoluyla muhafaza edilen, kredi borçlarının silinmesi de dâhili kredi çıkışlarının sağlanması ve mali yönlerden tüm tahliyenin elden çıkarılması vurguluyoruz. Bir yandan destek sağlamak, diğer yandan elektrik kullanmanın muhafazası mazot ve gübre destek hesaplarından enerji tüketimini tahsil etmesi büyük tepkilere neden olmaktadır. kullanım kullandı.
Tarımsal sorunlar ve yapılması gerekenler
Bayraktar şöyle devam etti:
'Bölgedeki çiftçilerimizin köyünü, tarlasını ve üretimini terk etmesi mutlaka önlenmelidir.
Bölgede yıkımın etkilerini korurken, özellikle korumaların, ağların, hayvan barınaklarının yıkılması buradaki hayvanlara ve koruyucularımıza zarar verdi. Tarımsal yardım acil ve acilen yapılması gerekenlerin başında, açıkta kalan hayvanlara barınmak temin etmek, onların yemini, idaresini ve elektriğini karşılamasını, veterinerlik hizmetleri gibi diğer işlere son vermek geliyor.
Hayvanların yok pahasına elden çıkarılmasını önlemek için devlet kurumları TİGEM, Et ve Süt Kurumu bu konuda daha etkin çalışmalıdır.
Çiftçilerimizin enkazı altında kalan makine ve donanımlara zarar vermek için bu konuda da destek muhafazası. Zarar gören çiftçilerimizin kaçışı olmazsa olmazı olan makine ve ekipmanların hızla kaybolmalı, hedef kitlemiz yeni kırsal kalkınma ve yatırım desteklerinden öncelikli olarak yararlanılmalıdır. belirli yerlerde makine parkları kurulmalı, bir organizasyon içinde kapsamlı makine ve ekipman kullanım parçaları.
Köylere özellikle kış şartlarında ulaşımın zor olduğu ve depremin çevresinde öncü olarak gözetliyor bu durumu önemli bir kusur teşkil ediyor. İnsanlara gıda ve hayvanlara yem temini koşullarında yaşamalar yaşanıyor. Bu konuda yürütme hızlandırılmalıdır. TMO ve Tarım Kredi Kooperatifleri ellerindeki arpa ve diğer yemleri bölgeye sevk etmeye devam edecek.
Elektrik sistemleri, barajlar, kanallar, sulama sistemleri, içme suyu ve yol gibi zarar gören altyapının onarılması büyük önem taşıyor. Özellikle sulama sezonunu sona erdirmekten mahrum bırakmak gerekiyor. DSİ bu konuda gerekli önlemleri almalı, muhafaza su sınırlarına yayılmasını önlemelidir.
Ayrıca büyük bir narenciye üreticisi olan Hatay'da limon pazarlamasında sıkıntıları oluşmuştur. Dalında kalan limonlar için Tarım Kredi Kooperatifleri gibi bitki yetiştirme ortamına girmeli, üreticimiz mağdur edilmemelidir.
İlkbaharla birlikte kışlık döneminde gübre ihtiyacı olacak ve yazlık ekilişlerde tohum, mazot, gübre ve sulama gibi ihtiyaçlar belirecektir.
Hâlihazırda görevliler üretime ve işletmecilere yardımlar ve beğendikleri. Ancak, çok yakında faaliyetin yoğunlaşacağı düşünüldüğünde, üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için her türlü önlemin alınması gerekiyor.
Bölgede gübre başta olmak üzere girdi bayilerinin ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin dükkânları ve depoları zarar gördü. Üreticilerimiz girdi arzında sıkıntı olduğunu söylüyor. Bölgeye giren sevkiyatı hızla yapılmalı ve çiftçilerimize ulaştırılmalıdır. Çiftçilerimizin ihtiyaçları hızlı bir şekilde tespit edilerek karşılanmalıdır.
Tarımsal üretimde kalan çiftçilere, tohum, ilaç gübresi, elektrik ve sulama gibi girdilerin, en sonunda bu üretim sezonu için hibe destek olarak verilmesi, BAĞ-KUR primlerinin ise hükümet tarafından karşılanması.
Şehirdeki depremzedelerin bir bölümü köylerindeki evlerine sığınması kırsalın ve köylerin önemini bir kez daha ortaya koydu. Kırsala yapılan altyapı ve diğer ekonomik yatırımlar özellikle deprem kuşağında önceliği olan yatırımlar haline gelmelidir. Ancak, köylerimizde yüksek bina eksileri açısından bir avantaj bulunmasına rağmen bazı köylerimizin önemli ölçüde bozulmaya uğradığını da gördük. Bu nedenle köylerde de imar açısından depreme dayanıklı ev ve hayvan barınaklarının bir an önce yapılması.'
