TÜRK-AMERİKAN GÜVENLİK VAKFI (TASFO) BASIN AÇIKLAMASIDIR
DİYARBAKIR BAROSU'NUN SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI HAKKINDAKİ AÇIKLAMASINA CEVAPTIR.
Bahsetmiş olduğunuz topraklarda demokratik haklar, haklarını sözlü ve yasal çerçeve içerisinde kullanan fertler, dernekler ve siyasi partiler içindir.
Ayrıca, kullandığınız 'barış' kelimesi ise, çok lüzumsuz ve geçmişte Rusya Ermenisi çetelerin başta Taşnak ve Hıncak tarafından önce Kürt vatandaşlarımız, sonra Ermeniler ve Türkler'e karşı uyguladıkları kanlı terör eylemlerini haklı ve yasal bir eylem gibi gösterme çabasıdır; tıpkı bugün başta Abd olmak üzere diğer emperyalist zihniyetli ülkelerin çıkarlarına hizmet eden terör örgütü PKK/YPG'nin sözde 'özgürlük savaşçısı' olarak tarif edilmesi gibi.
Toplum hafızasından silinmeyen tahribatlar size göre sadece Ermeniler üzerinde olmuş gibi görünüyor basın açıklamanızda.
Bugün batılı arşivlere göre, özelikle Amerikalı sadece Prof Justin McCarthy, Michael Gunter, Bernard Lewis gibi Ermeniler tarafından Türklere ve diğer Müslüman tebaya yapılan katliamları belgeleyen yazarların dışında, 1915 olaylarından hemen sonra, Amerika'nın 28. Başkanı Woodrow Wilson tarafından Anadolu'da yaşananları soruşturmak için yedi bin Amerikan deniz piyadesi ile gönderdiği Abd'li General Harbord'ta raporlarında;
● Türklerin Ermenileri katletmediğini,
● Doğu Anadolu'da Ermenilerin çoğunlukta olmadığını,
● Bir çok bölgede Ermenilerin çoğunluğu Türk Müslüman halkı katlettiğini,
belgeleyen 1063 sayfalık raporun'da yazmaktadır.
Ve, bu sayfaların hiç bir paragrafında, Osmanlı devleti emri ile Ermenilere karşı bir katliam olduğu belirtilmemiştir.
Eğer Osmanlı devleti tarafından sistemli bir kitle imha uygulanmış olsaydı, General Harbord ile beraber gelen yedi bin deniz piyadesi karaya adım atar, sorumlu görülen paşalar üzerinde tutuklamalar yapılır ve Anadolu işgal edilerek Abd Başkanı Wilson'in çizmiş olduğu Doğu Anadolu bölgemizi de için alan Batı Ermenistan haritası bugün 100 yılı aşkın hayatta olurdu.
Kaldı ki, General Harbord'tan başka Abd'li Amiral Mark Bristol'da İstanbul'a gözlemci olarak gönderilmiş ve Doğu Anadolu'dan gelen istihbarat telgraflarına göre tam 33 bin sayfadan oluşan raporlar, günlükler tutulmuştur.
Bu 33 bin belgenin hiç bir tanesinde, hiç bir sayfasında Osmanlı Devleti tarafından Ermenilere karşı verilmiş kitle katliam emrinden bahsedilmemektedir.
Yaşananların, Ermeni Taşnak ve Hıncak çetelerinin çıkardığı bir iç çatışma olduğu ve sözde soykırım iddialarının bizzat yalan olduğu Abd'li Mark Bristol tarafından söylenilmekte raporlarında.
Bu belgelerin hepsi, Washington D.C. deki Kongre Kütüphanesinin El yazması bölümünde bulunmaktadır.
Dostunuz, sırdaşınız, komşunuz olan Ermeniler'in Tehcire tabi tutulma sebebi, topraklarımızda 22 km ilerlemiş olan Rus işgal kuvvetlerine karşı hem bölge deki başıbozuk Ermenilerin işgalciler ve Ermeni çetecilerle işbirliğini kesmek, hem de olaylar ile alakası olmayan Ermeni vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için idi.
Amerikalı Amiral Mark Bristol'da raporların'da, bölgedeki Ermenilerin başka bir yere gönderilmesini, Ruslara karşı başlatılacak olan harekatta hem bölge halkının güvenliği, hem de cephe gerisinde olası bir ihanete karşı tedbir amaçlı olarak açıklamaktadır.
Böyle bir Tehcir, sadece Osmanlı Devletin'de olmamış, aynı şekilde; Abd, İngiltere, Fransa, Rusya ve İspanya gibi devletlerin kendi topraklarında'da cereyan etmiştir; hatta işgal ettikleri ülkeler'de de böyle bir çözüm yoluna gidildiği tarih kitaplarında görülmekle beraber, terör örgütü PKK'nın Suriye kanadı terör örgütü YPG'de Suriye sınırımız da bir terör koridoru oluşturmak için Türkmen soydaşlarımızı ve Arapları zorla yerlerinden, köylerinden ederek başka bölgelere göç ettirmiş veya katletmiştir.
Prof Justin McCarthy, Tehcir sırasında yaşamanı yitiren Ermenilerin;
● Kürt aşiretlerin intikam saldırıları,
● Açlık ve susuzluktan,
● Salgın hastalıklar'dan
dolayı öldüğünü belgelemiştir bir çok eserlerinde.
Basın açıklamanızı üç kere okuduk, anlamadığımızdan değil, bizlere yapılan katliamlar hakkında;
● Van'ın Tuşba ilçesinde, I. Dünya savaşı sırasında Rusların desteği ile Ermeni çetecilerin katlettiği 2,500 insanımız hakkında;
● Hona isimli Ermeni ve çetesi tarafından Diyarbakır'ın Doğu bucağında olan Hızırilyas köyündeki Mersani deresinde kadınlı çocuklu katledilen masum insanlarımızdan;
● Hatta tüm Anadolu'da, Ermeni terör çeteleri tarafından 440 binin üzerinde katledilen halkımızdan bahsettiniz mi diye baktık baktık ama göremedik.
Sonra da şunu demekten alamadık kendimizi, üzerinde Diyarbakır Barosu yazmasa, yazılan bu bildirinin Ermenista'daki bir baro'dan yapıldığına inanırdık dedik.
Sizler, neyin üstüne yemin ettiniz bilmiyoruz ama şunu bilin, kesinlikle hukuku ve adaleti savunacak bir dirayete sahip değilsiniz çünkü adil olmayan bir bakış açısı ile yaşananları tek taraflı görmek istiyor ve Ermeni isyanlarını demokratik söylemler ile mağdur durumda sergilemek istiyorsunuz insanlarımızın aklında.
TASFO bu ülke'de, Abd'de, özellikle sözde Ermeni soykırımı hakkında 2008 senesinden beri Abd arşivlerini incelemekte, farklı dillere çevirmekte ve Abd'li tarihçilerle bu konunun üzerinde çalışmaktadır.
Sahip olduğumuz bu akademik deneyim ve birikim ile basın açıklamanıza bakışımız; tek taraflı, ön yargılı, gerçekleri yansıtmayan ve Türk tarihini karalayan propaganda amaçlı bir bildiri.
F. Özonur / TASFO
TÜRK DİYASPORASI