Bugün, 12 Aralık 2025 Cuma
Washington’un bu hamlesi, Güney Karayipler’de büyük ölçekli bir askerî yığınak yapıldığı bir dönemde geliyor. Trump ise bu politik baskıyı seçim kampanyasının merkezine yerleştirerek Maduro hükümetinin devrilmesi çağrılarını sıklaştırıyor.
Trump, bir gün önce yaptığı açıklamada, Venezuela kıyılarında yaptırıma tabi bir petrol tankerini ele geçirdiklerini öne sürmüştü. ABD Hazine Bakanlığı, yeni yaptırımların Maduro’nun yolsuzlukla beslenen, karanlık ve uyuşturucu bağlantılı rejimine finansman sağlayan şirket ve gemileri hedef aldığını iddia etti.
Hazine'nin açıklamasına göre yaptırım listesine alınan altı tankerden dördü Panama, diğer ikisi Cook Adaları ve Hong Kong bayrağı taşıyor. PDVSA’nın iç sevkiyat belgeleri, bu dev süpertankerlerin kısa süre önce Venezuela’dan ham petrol yüklediğini ortaya koyuyor.
Venezuela hükümeti, ABD’nin Venezuela’nın devasa petrol rezervlerine el koymak amacıyla rejim değişikliği politikası güttüğünü söylemişti. Maduro ise geçtiğimiz gün Caracas’ta yaptığı bir konuşmada “Emperyalistler halkımızın yılacağını sandı ama kimse yılmadı, yılmayacak.” diyerek ABD baskısının ülkeyi daha da kararlılığa ittiğini savundu.
Eski ABD Dışişleri Bakanlığı enerji diplomatı David Goldwyn, yaptırımların tanker sahiplerini sindirmeyi hedeflediğini belirterek “Bu açık bir gözdağıdır. Yaptırım uygulanan gemi sahipleri, Venezuela’dan petrol yükleyip gemilerini tamamen kaybetme riskini düşünmek zorunda kalacak.” dedi. Uzmanlar, yeni yaptırımlar ve el koyma girişimlerinin Venezuela petrolünün fiyatında daha fazla düşüşe ve ticarette ağır aksaklıklara yol açabileceğini vurguluyor.
Washington’ın bu agresif yaklaşımı, Latin Amerika’da gerginliği tırmandırdığı ve Venezuela halkını daha büyük ekonomik sıkıntılara sürüklediği gerekçesiyle uluslararası arenada da sert eleştiriler alıyor. (İLKHA)
