'Sümela Ayini ve Türk Milletinin Hassasiyetleri: Bir Meydan Okuma' Türk milletinin tarih boyunca verdiği mücadelelerin izleri, ülkenin her köşesinde derinlemesine hissedilir. Bu izler, Türk halkının bağımsızlık, egemenlik ve kimlik mücadelesini yansıtan anıtlar ve anlam dolu mekanlarla doludur. Ancak bazen, tarihsel semboller sadece ibadet veya kültürel etkinliklerle değil, aynı zamanda siyasi birer beyanla da anılmaktadır. İşte, Sümela Manastırı'nda gerçekleştirilmesi planlanan ayinin 15 Ağustos'ta, Trabzon'un fethi ile denk getirilmesi de bu tür bir siyasi mesajın açık bir örneğidir. 15 Ağustos, Türk milleti için tarihi bir öneme sahip olan Trabzon'un fethinin yıldönümüdür. Bu önemli tarih, Türk halkının kahramanlık destanının bir parçasıdır ve milletimizin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesini simgeler. Ancak Sümela Manastırı'nda düzenlenmek istenen ayin, bu tarihi yıldönümüne denk getirilerek farklı bir anlam taşımaktadır. Bu durum, sıradan bir ibadet etkinliği olarak algılanamaz; aksine, Türk milletinin egemenliğine ve tarihine açık bir meydan okuma olarak görülmelidir. Türk milliyetçileri olarak, milletimizin tarihine, değerlerine ve bağımsızlık mücadelesine olan derin saygımızı ve bağlılığımızı ifade etmek hakkımızdır. Sümela Ayini'nin Trabzon'un fethi ile denk getirilmesi, Türk milletinin sinir uçlarına temas eden bir hamledir ve sessiz kalmamız mümkün değildir. Bu ayin, milletimizin tarihine ve kimliğine açık bir meydan okuma olarak görülmeli ve gereken tepki verilmelidir. Bu çerçevede, yetkili makamların aldığı kararın Türk milletinin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmadığını üzülerek ifade etmeliyiz. Bu yanlış karardan dönmek, milletimizin değerlerine saygı göstermek ve tarihi hassasiyetlerini korumak açısından bir zorunluluktur. Sümela Ayini'nin Trabzon'un fethi yıldönümüne denk getirilmesi, Türk milletine karşı açık bir meydan okuma olarak algılanmaktadır ve bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. Türk milleti, tarihi ve kimliğiyle gurur duyan bir millettir. Sümela Manastırı'nın anlamını ve önemini bilmekteyiz ve bu mekanın kutsal olduğuna inanmaktayız. Ancak siyasi bir amaçla düzenlenmek istenen ayin, milletimizin tarihine ve değerlerine yönelik bir saygısızlık olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, yetkili makamların bu karardan dönmesi ve milletimizin hassasiyetlerine saygı göstermesi gerekmektedir. Türk milleti olarak, tarihimize ve değerlerimize sahip çıkmak en doğal hakkımızdır ve bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızı belirtmek isteriz. Necat Kacan