Mesaj DEM Parti üzerinden paylaşıldı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İmralı Cezaevi’nde bulunan terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın 30 Aralık 2025 tarihli yeni yıl mesajını kamuoyuyla paylaştı. Mesajda Ortadoğu’daki çatışma ortamı, Suriye’deki siyasi gelişmeler ve Kürt meselesine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Paylaşılan metinde, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam yönetimi arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakatın uygulanmasının, bölgedeki süreci “rahatlatacağı ve hızlandıracağı” ileri sürüldü. Öcalan, Türkiye’nin de bu süreçte “diyaloğa açık ve yapıcı” bir tutum sergilemesinin önemli olduğunu iddia etti.
Ortadoğu vurgusu ve barış söylemi
Mesajın giriş bölümünde Ortadoğu’daki çatışmaların tarihsel arka planına değinilerek, bölgede yaşanan sorunların milliyetçilik, mezhepçilik ve etnik ayrışmalarla derinleştiği savunuldu. Öcalan, emperyalist müdahalelerin ve “böl-yönet” anlayışının çatışmaları beslediğini öne sürdü.
Metinde, “barış ve demokratik toplum” perspektifinin bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluk olduğu ifade edilirken, yeni çatışmaların önlenmesi gerektiği vurgulandı. Mesajda, önümüzdeki dönemin temel sorumluluğunun yeni bir çatışma riskini engellemek olduğu belirtildi.
Kürt meselesi ve demokratik çözüm iddiası
Mesajın devamında Kürt meselesine ilişkin değerlendirmelere yer verildi. Sorunun askeri ve güvenlikçi yöntemlerle çözülemeyeceği savunulurken, çözümün toplumsal barış ve demokratik uzlaşıyla mümkün olabileceği öne sürüldü.
Ayrıca kadın özgürlüğüne ayrı bir başlık açılan mesajda, kadınların toplumsal hayatta güçlenmeden kalıcı bir barışın sağlanamayacağı iddia edildi. Kadın özgürlüğü, demokratik toplumun temel unsurlarından biri olarak tanımlandı.
Suriye ve 10 Mart Mutabakatı
Suriye’deki mevcut durumun da ele alındığı mesajda, ülkedeki siyasi yapının uzun yıllar boyunca baskıcı ve tekçi olduğu savunuldu. Bu durumun farklı toplumsal kesimlerin taleplerini artırdığı ifade edildi.
Öcalan, SDG ile Şam yönetimi arasında 10 Mart’ta varılan mutabakatın, demokratik bir entegrasyon süreci için zemin oluşturduğunu ileri sürdü. Mutabakatın hayata geçirilmesinin, bölgedeki tansiyonu düşüreceği ve süreci hızlandıracağı görüşü dile getirildi.
Bu bağlamda Türkiye’ye de atıfta bulunulan mesajda, Ankara’nın kolaylaştırıcı ve diyalog temelli bir rol üstlenmesinin hem bölgesel istikrar hem de iç barış açısından “kritik” olduğu iddia edildi.
“Barış yeni bir başlangıç olmalı”
Mesajın sonuç bölümünde “pozitif devrim” kavramına vurgu yapılarak, Ortadoğu’nun modern tarihinin savaş ve yıkımlarla şekillendiği savunuldu. Buna karşılık demokratik, barışçıl ve toplumsal uzlaşıya dayalı bir dönüşüm önerildi.
Öcalan, barışın bir sonuç değil, yeni bir başlangıç olması gerektiğini ifade ederek, yeni yılın Türkiye, Ortadoğu ve dünya genelinde barış ve demokratikleşmeye kapı aralaması temennisinde bulundu.