Köşe Yazarları

Köşe Yazarları Haberleri

İki Cihan Güneşine!

İki Cihan Güneşine!

İki Cihan Güneşine!

İki Cihan Güneşine! Bugün inananların ve İslâm âleminin en önemli günlerinden biri. Yüce Rabbimiz bize bu özel ve önemli günü 'Mevlid Kandilini' hediye etmiştir. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) dünyaya teşriflerinin yıl dönümü olan bu özel gün, kainatın bütün kapılarının nurla aydınlatıldığı bir vakittir. 'Bu önemli zaman dilimi peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimi olarak önemliliğini korumuştur.' Peygamberimiz bütün hayatıyla örnek bir kişilik, rehber ve hidayetin en doğru temsilcisi olarak bizlere armağan edilmiştir. Göklerin, yerlerin, alemlerin nurla doldurulduğu ve kainatın semalar içeriğinde anlam bulduğu en hikmetli olan bu an; onunla varoluşa gerçeklik ve bir mânâ yüklemiştir. Rebiyülevvel ayının 12'nci günü olarak idrak edilen Mevlid Kandili, İslam dünyasının önemli gün ve gecelerinden biri olma özelliğiyle alemleri aydınlatan bir ışık olan peygamber efendimizi daha da iyi anlayabilmemiz için en önemli fırsatlardan birisidir. Peygamber efendimizin kalbinin güzelliği ve yüceler yücesi sabrı bütün maneviyata ilham olmuştur. Kalbiyle görebilen, ruhuyla ibadet ehli olan bütün müminler; onun yolunda sonsuzluk âleminin sahibi Allah-u Teâlâ Hz.'nin huzuruna çıkacağı zamanı beklemektedir. Veda Hutbesi bizlere son mirası olarak kalarak, ahirete kadar onun yolunu özlemle beklememize sebebiyettir. Doğruluğun ilmiyle ona sonsuz, salât-u selâm olsun! Veda Hutbesi Peygamber efendimizin Vedâ Haccında 124.000'den fazla Müslümana yaptıkları vâz ve nasîhatlar. Peygamberimizin Allahü teâlâ tarafından insanlara, doğru yolu göstermek için görevlendirilmelerinden sonra mübârek ağızlarından çıkan her söz, mânâ ve hakîkatler yönünden beşeriyete birer rehberdir. Bunlardan “Vedâ Hutbesi” olarak bilinen son haclarında buyurdukları hususların ise ayrı bir ehemmiyeti vardır. “Vedâ Hutbesi” değişmez prensip, kânun ve nizamlar olarak on dört asırdır, bütün insanlığa ulaşabildiği seviyenin çok üstünde bir insan hakları anlayışı getirmiştir. Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: “Hamd, Allahü teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlıganmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizi günahlarından Allahü teâlâya sığınırız. Allahü teâlânın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur.' 'Ey insanlar! '  Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. 'Ashabım! bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur. 'Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın, benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. 'Ashabım! 'Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faizde Abdulmuttalibin oğlu (Amcam) abbas'ın  faizidir. Lakin, ana paranız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. 'Ashabım! 'Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davalarda tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu İlyas bin Rabia'nın kan davasıdır. 'Ey insanlar! 'Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat, siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız; bu da onu memnun edecektir. Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız. 'Ey insanlar! 'Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarında sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınlarında sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. 'Ey müminler! 'Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir. 'Müminler!' Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. 'Ey insanlar!' Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allah'ın meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı hak bu gibi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder. 'Ey insanlar!' Rabbiniz birdir. Babanızda birdir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana Arap olmayanında Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız, ondan en çok korkanınızdır. 'Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allah'ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz.' Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız; Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar 'la ilahe illallah' deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emir olundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah'a aittir. 'İnsanlar!' Yarın beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler; 'Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, Bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şehadet ederiz'. Bunun üzerine Resul'ü Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu; 'Şahit ol Ya Rabb! Şahit ol Ya Rabb! Şahit ol Ya Rabb!' Velhasıl, Yüce Allah'ın affına mahzar olmak isteyen Müslümanlar, camilerde ibadetlerini ve evlerinde maneviyat esintilerini bu önemli gecede dillendirecekler. Bu fırsatı doğru değerlendirip hayatımızı onun yolunda aydınlatabilmemiz dileğiyle. Bütün İslam âlemine sevgilerle... Gazeteci-Yazar Nihal Özkan

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku