GÜNDEM

GÜNDEM Haberleri

Hey! Sen…

Hey! Sen…

Hey! Sen…

Hey! Sen… Demokrasinin mihenk taşı bir mekân. Altayların esintisinin; birilerinin zoruna gitse de, insanın iliklerine kadar işleyen bir ulviyeti hissediliyor koridorlarında. Orta Asya’da Ergenekon’dan, Misak-ı Milli sınırları içerisinde farklı bir yere sahip olan, Palandöken’in bin bir çeşit çiçek açan eteklerine uzanan bir özlemin türküsüdür bu. Taaaa Elmadağ sırtlarında notası duyulan. Tarihte var olmanın gururu bir yana, tarihe yön vermenin şerefini taşımak bir yana, tarih yazmanın asaletini idrak eden bir yürüyüşün ayak sesleridir bu. İnsanlığın ve “eşref-i mahlûkat” olmanın zirve yaptığı, bayraklarının bulunduğu topraklarda eşitlik ve adaletin timsal olarak yaşandığı; ancak, bir takım menfaat çevrelerinin egolarına ve amaçlarına ters geldiği için, kendilerinin veya tasma taktıkları isimleri dahi olmayan varlıklar vasıtasıyla, Misak-ı Milli sınırlarımız içerisinde her daim karışıklık çıkaran, her daim kargaşa peşinde koşan şer odaklarının hedefinde olan bir yurdun samimi bir kıyamının ta kendisidir bu… Sözünün geçmediği yerde; terör, karışıklık, ekonomi problemleri çıkararak hedef merkezini boyun eğdirip köleleştirme çabası içerisinde olan ve yüz yıllardır emellerinden vaz geçmeyen ve her ortamda içimizde satın alınan ve alınacak birilerini bulup, tasma taktıklarının vasıtasıyla topraklarımızda korku ve endişe çıkarmayı “sözde değişim ve gelişim” adı altında insanlarımıza dayatmaya çalışan, ahlaksız bir parçalama eyleminin basit görünen ama derin yaralara yol açacak ilk adımıdır bu… Gazi Mecliste; göreve başlamanın ilk adımı olarak yapılan yemin töreninde, yaptığınız yeminlerinizde hiç te samimi olmadığınızın apaçık göstergesidir bu. Bir ülkenin devlet başkanına gösterilmeyen saygıyı kendilerine ve sözde temsil ettiğinizi savunduğunuz ama en çok zararı sizin verdiğiniz millete gösterilmesini istemek; riyakârlığınızın, ikiyüzlülüğünüzün ve karanlık emellerinizin apaçık delilidir bu. Bir ülkenin İstiklal Marşının okunmaması demek, eşlik etmemek demek, isyan ve asiliğin en bariz şekli ve şeması olup buna yeltenenlerin, faaliyete geçirenlerin ve dahi destek verip arka çıkanların tez elden o yüce Meclisten yaka paça dışarı atılması elzem olmuştur. Bir zamanlar sadece başında “eşarp” var diye, birilerinin bas bas bağırarak “burası devlete kafa tutulacak yer değildir” kabadayı haykırışlarına gösterdiğiniz ilginin, milyonda birini bu şahsiyetsiz davranışlara göstermiş olsa idiniz bu ülke bugün belki de dünyanın en emniyetli, en bereketli, en zengin ülkesi konumunda idi. Artık geri dönüş yok; bu yüzyıl, Türkiye Cumhuriyetimizin ikinci asrı olarak dünya tarihindeki ara verilmiş olan ilk yüzyılın istirahatının bozulma vaktidir. Artık geri dönüş yok; dünyanın en kutsal mesleğini icra ederken, ağızlarından salyalar akıtarak bir şeyleri savunduğunu zanneden, beyni yıkanmışların katlederek toprağa kattıkları Aybüke’lerimizin,  Vedat’larımızın, Mustafa, Ali, Metin Öğretmenlerimizin tebeşir kokan ellerinin özür dilercesine öpüleceği gündür bugün. Cengiz Aytmatov’un nice demir perdeleri aralarcasına, inadına bir inanç ile Toprak Ana’sının, Beyaz Gemi’yle bütün dünyaya yaydığı kutsal ülkünün destanıdır bu… Fatih’in; âlemlere Rahmet olarak gelmiş olan müjdecisinin, gerçeğe dönüşen müjdeli Fethinin coşkusu bitmeden, karanlıkların aydınlıklar içerisinde yok olup gidişinin ve zulme karşı devam eden dik duruşunun asaletinin göstergesidir bu… Birilerinin saygısına muhtaç olmayan, halkının kendisine taktığı “uzun adam”ın manasına uzadıkça uzayan boyuyla birlikte, yüreğinin de uzandığı bu adam, kürsüde konuşurken verdiği mesajın mehter marşı etkisinin kulaklarda çağrışım yapmasının melodisidir bu. Mazlumların, gariplerin, ötekileştirilmiş ve son yüz yılın sonlarına kadar yok sayılmış milletimin, şu anda yağmakta olan rahmet damlalarının birleşmesi gibi birleşip, yeniden söz sahibi olmaya, yeniden şahlanışın istikametini belirlemeye ve sel olup yarınlara akmaya niyetlendiği gündür, bugün. Hey sen; ayağa kalksan da, kalkmasan da. O milli marşı söylesen de, söylemesen de. Cengiz’lerimiz olduğu müddetçe, Aybüke’lerimzi olduğu müddetçe sen hep oturup kalacak ve bize bakacaksın. Biz ise dün olduğu gibi yarında yine tarih yazacağız… Çünkü Türkiye Yüzyılının ilk günüdür bugün.

Haber Editörü

Dikmen Hakan

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku