HAMAS'ın yurt dışındaki Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, hareketin Gazze'nin geleceğine dair kapsamlı bir vizyona sahip olduğunu ve direnişin silahına ilişkin kendi yaklaşımlarını muhataplarına aktardığını söyledi.
Meşal, direnişin sivil yaşamı önceleyen bir denklem sunduğunu belirterek, amaçlarının "siyonist rejimle yeni bir savaşın tekrar yaşanmamasını güvence altına almak" olduğunu ifade etti. Buna göre direniş, silahın korunacağı ancak kullanılmayacağı ve sergilenmeyeceği uzun vadeli bir denklem öneriyor. Meşal ayrıca, uzun süreli bir ateşkes fikrinin de masada olduğunu açıkladı.
HAMAS lideri, asıl tehdidin Gazze'den değil, siyonist rejimden geldiğini vurgulayarak, Filistinlilerin silahsız bırakılmasının "ruhsuzlaştırma" anlamına geldiğini söyledi.
Gazze'nin büyük bir yıkım, açlık ve kuşatma altında yıllarca direnerek üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını söyleyen Meşal, bundan sonraki önceliğin "Gazze'nin kendi yaralarını sararak yeniden hayat bulması" olduğunu dile getirdi. HAMAS'ın, bölgenin yeniden ayağa kalkabilmesi için uluslararası destek gerektiğini arabuluculara ilettiğini belirtti.
Gazze'nin yönetimine dair konuşan Meşal, savaş öncesinde teknokrat bir hükümet için geniş bir uzlaşı sağlandığını ancak işgalcilerin vetosu nedeniyle somut adımların engellendiğini söyledi. Son haftalarda Mısır'ın da katıldığı yeni görüşmelerde toplumun farklı kesimlerini temsil eden adayların değerlendirildiğini, ancak sürecin yine işgalci engelleriyle karşılaştığını ifade etti.
Meşal, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planında yer alan "Barış Konseyi"nin ciddi riskler içerdiğini, bunun Filistinliler üzerinde bir tür vesayet oluşturacağını belirterek reddettiklerini söyledi. "Filistinliyi yine Filistinli yönetir, kendi kaderini kendisi belirler" diyerek bu pozisyonu netleştirdi.
Direnişin bölgesel konumuna değinen Meşal, halkların direnişine verilen desteğin özellikle İran başta olmak üzere birçok ülkeden geldiğini ancak HAMAS'ın hiç kimsenin kampına yerleşmeyen, tüm Arap ve İslam dünyasına açık bir hareket olduğunu belirtti. Buna karşılık bazı bölgesel yönetimlerin kapılarını kapatmasının dengeleri etkilediğini, ancak hareketin Arap-İslam sahnesindeki varlığını güçlendirme hedefinden vazgeçmediğini vurguladı.
Siyonist rejimin iki yıldır Gazze'deki şehirlere uyguladığı imha politikası ve toplu cezalandırmanın dünyanın gözünde onu "izole ve gayrimeşru bir yapı" hâline getirdiğini söyleyen Meşal, Filistin meselesinin yeniden bölgesel gündemin merkezine döndüğünü ifade etti.
Batı Şeria'da işgalcilerin fiilî ilhak adımlarına dikkat çeken Meşal, Filistin Yönetimi'nin büyük bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu ancak siyasal projesinin başarısız kılındığını, yetkilerinin daraltıldığını ve güvenlik aparatı rolüne itilmek istendiğini söyledi. (İLKHA)