Ankara Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü tarafından yapılan denetimlerde, Furkan Vakfı’na bağlı merkez binada ve Sincan, Şentepe ile Ulus ilçelerindeki üç farklı temsilcilikte “izinsiz lokal faaliyeti” yürütüldüğü tespit edildiği duyuruldu.
Bunun üzerine denetim sonucunda ilgili adreslere idari para cezası uygulanırken, merkez bina ve üç temsilcilik mühürlendi.
Furkan Vakfı’nın açıklamasında, "Dernekleri mühürleseniz de biz yolumuza, faaliyetlerimize devam edeceğiz" denildi.
Dün polis eşliğinde gerçekleştirilen mühürleme sırasında bina önünde toplanan tarikat üyeleri, karara tepki gösterirken, Ulus’taki Atatürk heykeli önüne yürüdü.
Kitle, "Furkanız, haklıyız, susmayacağız", "Furkandır adımız, tevhiddir davamız" sloganları ve tekbir eşlikleriyle yürüdü.
Yürüyüş sırasında polisle grup arasında zaman zaman arbede yaşandı.

Dernek temsilcilikleri merkez bina dışında mühürlendi.
Ardından tarikatın lideri Alpaslan Kuytul bir açıklama yaptı.
2014'ten itibaren kendilerine "zulüm uygulandığını" söyleyen Kuytul, "İlk olarak bize spor salonlarını verilmez oldu, yasakladılar. Daha sonra düğün salonlarında yapmaya başladık, orada da tehdit etmeye başladılar. Defalarca konferanslarımız iptal edildi. Önce valilik ve emniyet tarafından iptal ediliyordu, sonra göze batınca bu işi düğün salonu sahiplerine yaptırmaya başladılar. Düğün salonu sahiplerinin tehdit edildiği konuşmaları elimizde, yayınlarım. 130'dan fazla konferansımız engellendi" dedi.
Kuytul, “Sözde lokal amaçlı kullanımlar ve alkollü içki kullanımı bahanesiyle uygulanan bu karar, kamuoyunun vicdanını kandırmaya yönelik bir kılıftan ibarettir. Herkes bilmektedir ki Furkan Hareketi’nin derneklerinde alkollü içki içilmesi gibi bir durum söz konusu dahi olamaz. Bu mesnetsiz iddialarla yapılan mühürleme kararları tamamen keyfidir, siyasidir ve maksatlıdır” diye konuştu.
Tarikat lideri Kuytul, "Allah'ın dinini anlatmak için kimseden izin almam. Bizi bu şekilde susturacaklarını sanıyorlar. Bazı cemaatlerin yurtlarını yıktılar, onlar sustu, bizi de onlar gibi zannediyorlar. Allah'ın desteklediğini kimse durduramaz. Camiler, evler, parklar, meydanlar bizim" dedi.
"Biz bir cemaattik, 11 yılda başımıza gelenler bizi harekete çevirdi" ifadelerini kullandı.
AKP'nin cemaat ve tarikatlara açtığı yolda yürüyen, Gülen-AKP krizi sonrası AKP'nin ittifak halkasının dışında kalan Furkancılar, temsilciliklerinin mühürlenmesiyle yeniden gündem oldu.
Kim bu Furkancılar?
22 Kasım 1994 tarihinde kurulan Furkan Vakfı’nın etrafında örgütlenen cemaatin lideri Alparslan Kuytul.
“Öncü nesil imanı, ibadeti, ahlakı ve cihad şuuruyla Rabbani bir harekettir” diyerek kendilerini tanımlayan Furkancılar, tüm gerici yapılanmalarla benzer faaliyetlerde bulunduğunu ortaya koyan şu ifadelere de yine tanıtım metninde yer veriyor:
"İhtiyaç sahibi ailelere ayni ve nakdi yardımlar yapmakta, öğrencilere burs vermektedir. Vakfımız sürekli olarak tefsir ve siyer dersleri gibi İslami sohbetler yapmakta, her yıl düzenlediği konferanslar, kermes, gezi, makale-şiir yarışmaları, kardeşlik geceleri ve diğer kültürel etkinliklerle halkımızın ihtiyacına cevap vermekte, sahih İslami anlayışın oluşması için çalışmaktadır.”
Kuytul’un en büyük hayali “ümmete liderlik yapacak öncü bir neslin yeniden doğmasıdır” ifadesi yine Vakfın sitesinde yer alırken, cemaatin çalışmaları da bu eksende değerlendiriliyor.
AKP iktidarının 2002’den itibaren tarikat ve cemaatlere sunduğu geniş olanaklar ve dokunulmazlık tüm gerici yapıların semirmesine olanak sağlarken, bu “bereketli” dönemi kullanan hareketlerden biri de görece “küçük” olmasına rağmen Furkan Vakfı oldu.
AKP’nin bir tür cemaat ve tarikatlar ittifakı olarak hareket ettiği günlerde söz konusu Vakıf, istediği gibi etkinlik düzenleme, faaliyette bulunma alanı bulurken, bu alan AKP-Gülen Cemaati kavgası sonrası daraldı.
AKP’nin kendisine yakın ve bağlantılı olduğu tarikat ve cemaatlere desteği eski ortağı Gülen Cemaati’yle yaşadığı kavga sonrasında da kesintisiz devam ederken, Gülencilerin bıraktığı boşluğu da bu tarikat ve cemaatlerle doldurmaya yöneldiği biliniyor.
Ancak tam da bu süreçte kimi tarikat ve cemaatler AKP’nin ittifak halkasının dışında kaldı.
Bunlar arasında Adnan Oktarcılar, Yeni Asya-Nurcular ve görece küçük olan Furkancılar yer aldı.
Furkan Vakfı, yaşanan krizi kendi cephesinden 2014’e dayandırıyor.
Vakfın sitesinde,“2003 yılından itibaren çeşitli illerde düzenli konferanslara başlayan Hocaefendi’nin konferanslarına on binlerce insanın katıldığını gören bazı derin ve karanlık güçler Hükümet eliyle 2014 yılından beri konferansları engellemeye başlamış, önce spor salonları verilmemiş ve konferansların TV kanallarında yayınlanması engellenmiş daha sonra ise düğün salonlarında bile konferans yapmasına müsaade edilmez hale gelmiştir” deniliyor.
Furkan Vakfı, bu sürecin sonunda 2018 yılında ilk “büyük” operasyona konu oldu.
Vakfın Adana’daki genel merkezine ve çeşitli illerdeki binalarına yapılan operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Operasyonun gerekçesi "kamu düzenini bozmaya karşı faaliyet yürütme ve suç örgütü" iddiası olurken, vakfın genel merkezindeki kasadan 350 bin lira çıktığı basına servis edildi.
Kuytul’un gözaltına alınıp tutuklandığı operasyonun öncesinde AKP basını operasyonun sinyalini vermiş, Kuytul’un 15 Temmuz öncesi yaptığı “Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır, yakında işi bitirilecektir” sözlerine vurgu yapılmıştı.
Kuytul’un gözaltına alınmasından hemen sonra AKP’nin yayın organlarından Star, “Suç örgütü Furkan Vakfı'nın BAE ve Mısır bağlantıları araştırılıyor” diyecekti.
Star aynı haberde Kuytul hakkında “Erdoğan’a hakaretten”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrikten” soruşturmalar olduğunu yazmıştı.
Operasyondan bir süre sonra Furkan Vakfı’nın “geçici olarak kapatıldığı” açıklaması yapıldı.
Bolu F Tipi Cezaevi'nde 22 ay tutuklu kalan Alparslan Kuytul, Aralık 2019’da tahliye edildi.
“Suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık" iddiasıyla yargılandığı Adana 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edilen Kuytul, tutuklanmasına konu olan suçlardan ise daha önce tahliye edilecekti.
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "slahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan tutuklu yargılanan Kuytul, terör suçundan 2018 Kasım ayında tahliye kararı almış, ancak "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, özel belgede sahtecilik, dini inanç ve duygularını istismarı suretiyle dolandırıcılık” suçlarından tutukluluğu devam etmişti.
Vakfın "infak" ve "kurban bağışı" adı altında milyonlarca lira gelir elde ettiği, bağışlanan kurban etlerini sucuk yaparak sattığı belirtilmiş, bu iddialar basına yansımıştı.
Bu iddialar sonrası tutukluluğu süren Kuytul, 22 aylık cezaevi süresi sonunda tahliye edildi.
Son dönemde yeniden gündeme gelmelerinin nedeni ise AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İBB soruşturmaları sonrası sarf ettiği "ahtapotun kolları" sözleri. Erdoğan'ın operasyonlardan bahsederken "cemaatlere kadar uzandığını" söylemesiyle gözler Süleymancılar'a ve Furkancılar'a çevrilmişti.
Erdoğan'a mesafeli her iki cemaatle ilgili de iktidarın adım atması bekleniyordu.