EMİNE ERDOĞAN’IN ‘GIDA İSRAFI’ UYARISI TÜRKİYE’DE SERT TARTIŞMA BAŞLATTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın, dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıdanın çöpe atıldığı, buna karşılık 700 milyondan fazla insanın bir lokma ekmek bulamadığı yönündeki açıklaması, toplumun vicdanında yankı uyandırırken tartışmaları da sertleştirdi.
Ancak asıl sert tepki, bu sözlerin hedefinin kim olduğu sorusunda yoğunlaştı. Çünkü israf edilen o yemekler ne yoksulların mütevazı sofralarından ne de akşam eve ekmek götürmeye çalışan emekçilerin çorba kazanlarından çıkıyor. Aksine, lüks restoranlarda, şatafatlı masalarda, sırf gösteriş için sipariş edilen ama dokunulmadan çöpe giden tabaklar, dünyanın açlık verileriyle yan yana konulduğunda derin bir çelişkiyi gözler önüne seriyor.
Bu tablo, ‘israf’ eleştirilerinin bir kısmının yanlış adrese yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor. Çünkü gerçek şu ki, ne fakirin sofrasında artacak kadar yemek vardır, ne de çöpe gidecek kadar fazla. İsrafın merkezi, gözlerden uzak mutfaklarda değil; gösterişin, şöhretin ve lüks tüketimin hakim olduğu vitrin masalardadır.
Buna rağmen, toplumun yoksul kesimlerine dönük tasarruf nasihati’ verenler, çoğu zaman o devasa israfın nerede yapıldığını görmezden gelmekte. İnsanların açlıkla mücadele ettiği, çocukların beslenme yetersizliğinden okula aç gittiği bir ülkede; kimileri sadece ‘görüntü’ vermek için sofralar kuruyor, ardından dokunulmamış tabaklar çöpe gidiyor.
Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde ifade etmek gerekir ki:
Hiçbir kimse, israfı eleştirirken yoksulun sofrasını hedef gösteremez, suçu olmayan kesimleri ima yoluyla suçlayamaz.
Bir gerçek var ki, o da Emine Erdoğan’ın işaret ettiği dramatik tabloyu yaratanların toplumun en alt gelir grubundakiler değil; tam aksine, kontrolsüz lüks tüketimin bir parçası olan çevreler olduğudur.
Dünyada 190 milyon çocuk açlıkla mücadele ederken, tonlarca yemeğin sadece ‘gösteriş tüketimi’ için çöpe gittiği gerçeği, vicdanları yaralamaya devam ediyor.
Ve bu tablo, sorumluluğun kimde olduğunu açıkça ortaya koyuyor:
Fakirin değil, lüksün; ihtiyaç sahibinin değil, gösteriş sofralarının…
Haber:
Ahmet Cemal Peker