Doğu Anadolu Erzurum 7. Kitap Fuarı’nda duygu yüklü anlara sahne olan buluşmada, Gazeteci-Yazar Orhan Bozkurt, ilk kitabı “Suskun Kentin Çığlığı” ile okurlarıyla bir araya geldi. Şehrin son 35 yılına tanıklık eden Bozkurt, biriktirdiği hafızayı, yaşanmışlıkları ve unutulan duyguları bu eserle ete kemiğe büründürdü. Fuarın kapıları açıldığında Bozkurt’un standında oluşan yoğunluk, aslında bir kitabın değil, bir şehrin içten içe biriktirdiği çığlığın karşılık bulduğunu gösteriyordu.
Kitap, sadece bir anı derlemesi ya da gazetecilik notları değil; Erzurum’un karla kaplı sokaklarından yükselen derin bir hissiyatın, yıllarca saklanmış bir şehir ruhunun dışavurumu niteliğinde. Okurlar, sayfaları çevirdikçe hem bir kentin hafızasında geziniyor hem de bir gazetecinin vicdanından süzülen cümlelerle karşılaşıyor.
Bozkurt'un kitabı; denemeler, köşe yazıları, siyah beyaz hatıralar, belgeler ve tanıklıklarla zenginleşerek, Erzurum’un son yıllardaki sosyolojik dönüşümüne geniş bir pencere açıyor. Metinlerde; şehirde iz bırakmış önemli gazeteciler Bekir Coşkun, Mehmet Ali Birand, Süleyman Necati Güneri ve Kemal Alyanak hakkında duygu dolu yazılar da yer alıyor.
Bozkurt, kitabın ruhunu şu sözlerle özetliyor:
“Erzurum bazen konuşmaz... Ama bir gün senin yerini alır ve o çığlığı kendi atar. Ben bu kitabı o çığlığı duyanlara yazdım.”
Bu cümleler bile, eserin bir şehirden çok daha fazlasını anlattığını gösteriyor. Bozkurt’un kalemi; kar, ayaz, sessizlik ve tarih kokan sokakların dilini çözüp okura sunuyor.
“Suskun Kentin Çığlığı”, 23 Temmuz 1919’un tarihi ruhundan bugünün modern Erzurum’una kadar uzanan geniş bir zaman dilimini kucaklıyor. Şehrin geçirdiği kültürel, sosyal ve politik değişimler; Bozkurt’un gözlemleriyle daha anlamlı, daha hissedilir hale geliyor.
Eser, okuyucusunu yalnızca geçmişe götürmüyor; aynı zamanda bugünün Erzurum’una da duygusal bir pencere açıyor. Karla kaplı sokaklarda yürürken duyulan sessizlik, aslında bir şehrin sabırla taşıdığı hikâyeleri fısıldıyor. Bozkurt ise bu sessizliği kelimelere dökerek okurun yüreğine işliyor.
Kitap, Kitapsarayı Yayınları etiketiyle raflarda yerini alırken, arka planında önemli isimlerin imzasını taşıyor. Kapak tasarımı Atatürk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Orhan Ardahanlı tarafından hazırlanırken, arka kapak fotoğrafı usta foto muhabiri Cem Bakırcı’nın objektifinden çıktı.
Ayrıca eserde yer alan bazı yazılar Vedat Refayeli’nin karikatürleriyle destekleniyor. Metinlerde kullanılan fotoğrafların önemli bir bölümü ise Nihat Kılıçoğulları’nın kent belleğine kazınan karelerinden seçildi. Bu yönüyle eser, yalnızca metinlerden değil, görsel hafızadan da beslenen bir Erzurum albümü niteliği taşıyor.
“Suskun Kentin Çığlığı”, okura bir şehirle yeniden tanışma fırsatı sunuyor. Erzurum’un yıllardır kar altında biriktirdiği hikâyeler, Bozkurt’un kelimeleriyle hem duygulanıyor hem de anlam kazanıyor. Fuar alanında kitabını imzalayan Bozkurt’u yalnız bırakmayan meslektaşları ve okurları, bu eserin şehir adına önemli bir kazanım olduğunun altını çiziyor.
Kitap, hem Erzurum’un yakın tarihine tanıklık edenler için güçlü bir hatırlatma niteliği taşıyor hem de genç okurlar için şehrin sessiz ama direnen ruhunu keşfetme imkânı sunuyor. Bir anlamda, şehrin kalp atışını duyabilenler için yazılmış bir veda değil; bir başlangıç…