BİR STATTAN FAZLASI... 

ERZURUM’DA GELECEĞE ATILAN İMZA…

Bazı projeler vardır; sadece betonarme yapılarla sınırlı değildir. Temeline sadece demir dökülmez, umut dökülür. Harcı yalnızca çimento değildir; inanç, vizyon ve cesaretle karılır. Erzurum’un yeni stadyum projesi tam da böyle bir anlam taşıyor.

globalbakis.com/Ferit Karakoca

Aylarca konuşuldu, tartışıldı. 

Olur mu, olmaz mı denildi. 

Ama nihayetinde Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur’un net, kararlı ve vizyoner duruşu sayesinde; bu rüya artık somut bir gerçeğe dönüşüyor.

160 dönümlük dev bir kampüs… İçinde modern bir stadyum, 4 bin kişilik spor salonu, olimpik yüzme havuzu… Yani sadece bir futbol sahası değil, Erzurum’un sporda yeni bir çağının adı olacak bir merkez yükseliyor. Burası sadece maçların oynanacağı bir yer değil; gençlerin yetişeceği, çocukların hayal kuracağı, şampiyonların filizleneceği bir alan olacak.

Ve belki de en önemlisi: Bu proje, "yapabiliriz" duygusunu yeniden yeşertiyor.

Bir Müdür Değil, Bir Vizyoner

Levent Çakmur’un basın toplantısında kullandığı dil, bir bürokrat dilinden çok daha fazlasını taşıyordu. Samimi, net, şeffaf ve kararlı. “Erzurum için çalışıyoruz” mesajını sadece sözle değil, yapılanlarla da verdi. Bu şehirde sadece bina dikilmiyor; aynı zamanda güven inşa ediliyor.

Artık Sıra Bizde

Bu noktadan sonra sorumluluk hepimize düşüyor. Bu vizyonun sadece izleyicisi değil, destekçisi, parçası ve savunucusu olmak zorundayız. Çünkü şehirler yalnızca yollarla, binalarla büyümez. Şehirler, hayallerle büyür. Gençliğine yatırım yapan şehirler, geleceğine yatırım yapmış olur.

Bu proje, Erzurum’un geleceğine atılmış çok güçlü bir imza. Ve unutmayalım Bazen bir stat sadece bir stat değildir…

Bir halkın inancıdır, bir neslin umududur, bir şehrin yeniden doğuşudur.

Ancak burada küçük bir parantez açmakta fayda var

Eğer bu proje biraz daha cesur adımlarla geliştirilseydi örneğin stadyumun üstü tamamen kapalı, alt kısmı ise bir alışveriş ve yaşam merkezi olarak planlansaydı  Erzurum yalnızca bir spor şehri değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal çekim merkezi haline de gelebilirdi.

Böylesi bir yapı, yılın 12 ayı yaşayan bir alan yaratır; sadece maç günlerinde değil, her gün nefes alan bir kent merkezi ortaya koyardı. Tadından yenmezdi…

Yine de atılan adım çok kıymetli. Temeli atılan şey sadece bir tesis değil, bir dönüşümün başlangıcı. 

Çünkü bazen bir stat, sadece bir stat değildir…

Tebrikler Levent Çakmur ve ekibine…

Kalın sağlıcakla...