Belirsizliğin Ülkesi: Yarınını Planlayamayan İnsanlar

Belirsizliğin Ülkesi: Yarınını Planlayamayan İnsanlar

Bu ülkede hiçbir şey kalıcı değil; fiyatlar, kurallar, sözler, vaatler, hatta umut bile… İnsanlar yarınını planlayamaz hâle geldiyse, asıl kriz ekonomide değil; insanların zihninde, kalbinde ve yaşam güvencesindedir.

 Belirsizlik Bir Ekonomi Terimi Değil, Bir Yaşam Şekline Döndü

Belirsizlik eskiden finansçıların kullandığı bir kelimeydi.
Şimdi ise sokakta simit alan da, markette fiyat karşılaştıran da, ev kirasını düşünen de aynı kelimeyi kullanıyor:
“Ne olacağı belli değil.”

Bu ülkede insanlar artık yarını planlamıyor, çünkü bugünü bile tutturmak başlı başına bir maraton.
Gelecek kaygısı öyle büyüdü ki, insanlar artık uzun vadeli düşünemiyor; sadece günü kurtarıyor.

Belirsizlik, toplumun üzerine çöken ağır bir sis gibi.
Kimse nereye gittiğini göremiyor ama yürümek zorunda kalıyor.

 

 “Plan Yapmak Lüks Oldu”

Bir ülkede insanlar;

Tatil planı yapamıyorsa,

Yarınki faturayı hesaplayamıyorsa,

Çocuğunun okul masrafını önceden öngöremiyorsa,

3 ay sonrası için bütçe çıkaramıyorsa…


Orada çarklar işlemez; insanlar sadece sürüklenir.

Eskiden plan yapmak kolaydı.
Şimdi plan yapmak cesaret istiyor.
Çünkü her planın üstüne ertesi sabah yeni bir etiket yapışıyor:
“Geçersiz.”

Bu ülkede artık sabit olan tek şey var:
Sürekli değişen şeyler.

Bugünün fiyatı yarına uymuyor, yarının umudu bugüne yetişmiyor.
Bu yüzden insanlar plan yapmayı bıraktı.
Hayat, “bakalım yarın ne gösterecek” moduna geçti.


 “Geleceğini Tahmin Edemeyen Toplum Savunmasız Kalır”

Gelecek öngörülemediğinde, insanlar kendini güvende hissetmez.
Bu, sadece ekonomik bir güvensizlik değildir; psikolojik, sosyal ve toplumsal bir kırılmadır.

Bugün insanlar;

İşinin devam edip etmeyeceğini,

Kredisini ödeyip ödeyemeyeceğini,

Çocuğunun üniversite masraflarını karşılayıp karşılayamayacağını,

Emekli olduğunda ne halde olacağını
bilmiyor.


Belirsizlik, insanın içindeki özgüveni kemiren görünmez bir kurttur.

Bu yüzden insanlar artık kendini geliştirmek yerine “işimi kaybetmeyeyim” diye dua eder hâle geldi.
Hayal kurmak lüks, risk almak tehlike, yatırım yapmak kumar gibi görünüyor.

Toplumda herkes savunmada.
Herkes tetikte.
Herkes güvensiz.

Bir ülke için en tehlikeli duygu budur:
Güvensizlik.


 “Bugünün Krizi Yarınki Hayatı Zaten Tüketti”

Bu ülkede gelecek, daha yaşanmadan yoruldu.
Gençler hayal kurmaktan vazgeçti.
Orta sınıf umut etmekten.
Yaşlılar huzur aramaktan.

Geleceğe dair bütün beklentiler bugünün ağırlığı altında ezildi.

Çünkü toplumda bir gerçek var:
Bugünü kontrol edemeyen yarını düşünemez.

Her gün değişen fiyatlar, bitmeyen zamlar, oynak bir piyasa…
Sürekli dönen bir çark var ama kimse çarkın nereye döndüğünü bilmiyor.

Bu yüzden insanlar artık hayatta kalma modunda.

Bugün karnımız doysun da…

Bugün kirayı verelim de…

Bugün arabaya benzin olsun da…

Bugün şu faturayı halledelim de…


Gelecek artık takvimdeki bir tarih değil; ertelenmiş bir hayal.


 “Her Gün Bir Riske Uyanan Toplum”

Belirsizlik içinde yaşamanın en yorucu tarafı, her sabah bir riskle baş başa uyanmaktır.

Bugün insanlar;

Maaşının yetip yetmeyeceğini,

İşinin devam edip etmeyeceğini,

Aldığı ürünün yarın aynı fiyatta olup olmayacağını,

Bankanın şart değiştirip değiştirmeyeceğini
düşünerek uyanıyor.


Bir insanın zihni sürekli alarm hâlindeyse o insan normal yaşamını sürdüremez.

Bu ülkede insanlar artık;
Korkuyla değil, şüpheyle yaşıyor.
Korku anlıktır; şüphe kalıcı.
Ve sürekli şüpheyle yaşamak, insanı içten içe bitirir.

Toplum bitkin, gergin, sabırsız, tepkisel.
Çünkü herkes kendi hayatının dümenini tutmaya çalışırken dalgalar birbirine vurmaya devam ediyor.


 Gerçek Değişim, Belirsizliği Azaltmakla Başlar

Bir toplumun en büyük ihtiyacı “umut” değildir.
Umudun temeli olan güvencedir.

Güvence olmayan yerde umut sadece bir teselli sözüdür.

Bugün bu ülkede belirsizliğin yarattığı en büyük tahribat şudur:
İnsanların hayal gücü çalındı.

Hayal kuramayan toplum kaygıyla yaşar, kaygıyla yaşayan toplum gelişemez.

Belirsizliği azaltmak;

Ekonomiyi stabilize eder,

İnsanları psikolojik olarak rahatlatır,

Toplumsal tansiyonu düşürür,

Geleceğe dair gerçek planlar yapılmasını sağlar.


Ama şu an toplumun hissiyatı nettir:
“Yarın ne olacak bilmiyorum… ve bu beni yoruyor.”

Bu yazı, plan yapamayan bir toplumun derin yorgunluğuna küçük bir ayna olsun.
 



Haber Editörü

Hakan DİKMEN

hakandikmen30@gmail.com
Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku