Erzincan- BHA
Erzincanlı iş insanı Alaattin Yavuz Güneş, 24Erzincanspor Kulübü Başkanlığına adaylığını düzenlediği açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Güneş, konuşmasında “biz” ruhu, şeffaf yönetim ve kurumsal yapı vurgusu yaparak Erzincan’ın ortak sevdası olan 24Erzincanspor’u daha güçlü bir geleceğe taşımayı hedeflediklerini söyledi.
Güneş açıklamasında "Bugün burada, sadece 24Erzincanspor kulübünün geleceğini değil; Erzincan’ın ortak sevdasını, dışa açılan yönünü, 24Erzincanspor’un şehrin vizyonuna kattığı değeri, Erzincan’ın 81 il içerisinde sportif anlamdaki kent misyonunu, birleştirici gücünü ve "Can Erzincan" ruhunu temsil etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Erzincanspor, bizim için sadece bir spor kulübü; daha da ötesi yeşil sahalarda ter döken on bir futbolcudan ibaret değildir. Erzincanspor; siyasi görüşü, fikri yapısı, yaşı veya mesleği ne olursa olsun, bu şehrin her ferdinin kalbinin aynı ritimle atmasını sağlayan en büyük ortak paydadır. Bizim literatürümüzde “ben, sen o” yoktur; tamamıyla “biz” ruhunu her daim canlı ve muktedir tutacak Erzincan aidiyeti vardır. Bu aidiyetin bir yansıması olarak bugün büyük bir gurur ve sorumluluk duygusu ekseninde 24Erzincanspor için başkan adayı olarak yola çıkıyor ve 24Erzincanspor Kulübü Başkanlığına aday olduğumu siz değerli kamuoyuna açıklıyorum.
Şehrimizin en önemli markası olan 24Erzincanspor’u, hak ettiği profesyonel yönetim anlayışıyla buluşturmak ve bu bayrağı çok daha yukarılara taşımak için bu yola çıkıyorum. Adaylığım; bir şahıs veya zümre hareketi değil, "Biz" olabilme iradesinin bir yansımasıdır.
Mali disiplinden taviz vermeyen bir yönetim anlayışı çerçevesinde tam şeffalık; siyasi ya da sosyal görüşü ne olursa olsun bu renklere gönül vermiş her bir hemşehrimize sonuna kadar kapımızı açık tutacak kucaklayıcı bir yönetim; geçici başarılar peşinde koşan değil, altyapısı ve tesisleşmesiyle geleceğini garanti altına almış bir kulüp yapısı ile kurumsallaşma; sadece maç günlerinde değil, yılın her günü esnafıyla, öğrencisiyle ve gurbetteki hemşehrilerimizle iç içe yaşayan bir 24Erzincanspor çabası dahilinde şehirle bütünleşme ilkeleri ile donatılmış 24Erzincanspor için yola çıkmış bulunuyoruz.
Bu kulüp, üst liglere Erzincan’ın ve 24Erzincanspor’un sportif elçileri ve reklam yüzü olma yönünde Turgay İlhan, Fatih Ciminli, Burak Çalık, Kerem Aktürkoğlu ve Emrecan Bulut gibi futbolcuları sunmanın yanı sıra bu şehrin sokaklarında top koşturan çocukların, amatör liglerinde ve çeşitli futbol okullarında profesyonel futbolculuk için mücadele verenlerin hayalidir; bu kulüp, gurbette sıla hasreti çekenlerin memleket sesidir. Kırgınlıkları, ayrılıkları ve farklılıkları sahanın dışında bırakarak; sadece kırmızı-siyah renklerin başarısına odaklanacağımız yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Desteğiniz, dualarınız ve ortak aklınızla 24Erzincanspor’u sadece liglerde değil, centilmenliğiyle ve duruşuyla da Türkiye’nin örnek kulübü yapmaya kararlıyız.
Erzincan’a ve 24Erzincanspor'a gönül veren herkesin desteğiyle bu büyük çınarın köklerini daha da güçlendirelim ve bu çınarı daha da yüceltelim. Yolumuz açık, birliğimiz daim olsun!" dedi.

UMUDUNU KAYBETMEYENLERE SELAM OLSUN !
Bu şehrin yeşil sahalardaki marka değerini artırmaya, meşin yuvarlakla yazılacak destanına hazır mısınız?
Erzincan’ın bağrında, Munzur’un karlı zirvelerine sırtını dayamış, Fırat’ın hırçın sularıyla yıkanmış bir rüya filizlendi yıllar önce. Bu rüya, sadece bir spor kulübü değil; toprağın suya, insanın umuda duyduğu özlemin meşin yuvarlakta vücut bulmuş haliydi. Erzincanspor, Doğu’nun sert rüzgarlarında savrulan ama asla sönmeyen bir kor ateş gibi doğdu.
O dönemler, futbol sahaları sadece çim ve çizgiden ibaret değildi; her maç, bir şehrin kimlik mücadelesi, her gol ise göğe yükselen bir özgürlük çığlığıydı. Kırmızı ve siyahın asaletinde buluşan bu sevda, Erzincan’ın damarlarında dolaşan kan gibi taze ve hayat doluydu. Şehrin dar sokaklarında yankılanan krampon sesleri, gelecekte yazılacak büyük bir destanın ilk mısralarıydı.
Erzincanspor’un hikayesi, bir gül bahçesinde değil, sarp kayalıkların arasında geçti. Zaman zaman liglerin tozlu yollarında yorgun düştü bu dev; zaman zaman talihin kör kuyularına itildi. Lakin bu kulüp, bir Anka kuşu gibiydi. Ne zaman "bitti" denilse, Erzincan’ın o mağrur duruşuyla küllerinden yeniden doğmayı bildi. Nitekim dönemin belediye başkanı Nedim Muradoğlu başkanlığında 1968 yılında kurulan Erzincanspor şehrin sportif kimliğini terinin son damlasına kadar, gücünün yettiği yere kadar taşımış görevini tamamladığında da bu kutlu bayrağı taşımak sorumluluğu asıl adı Erzincan Refahiyespor olup 2015-2016 sezonunda 24Erzincaspor olarak adını güncelleyen bugünkü takımımıza düşmüştür.
Erzincanspor’un tarih sayfalarını çevirdiğimizde, karşımıza sadece skor tabelaları çıkmaz. Orada, depremlerle sarsılmış ama yıkılmamış bir halkın inadı vardır. 1992’nin o karanlık günlerinde, şehir üzerine çöken hüzün bulutlarını dağıtan yegâne rüzgar yine futbolun coşkusuydu. Oyuncular sahaya sadece puan için değil, bir şehrin moralini, yaşama sevincini omuzlarında taşıyarak çıktılar. O dönemki mücadeleler, futbolun sadece bir oyun değil, bir rehabilitasyon merkezi olduğunun kanıtıydı.
Yine 21 Şubat 1997 tarihinde Kırıkkale'de meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Erzincanspor takım kaptanı Vedat Çimen, futbolcu Cumhur Alan ve yönetici Cengiz Özker’in aziz hatıra ve emanetini omuzlarımızdaki sorumluluk apoleti olarak görmekte; o dönem futbol takımımızın Başkanlığını yapan sayın Talip Kaban’ın cenaze töreninde “o ellerin memleketinde çiçekler açarken bizim ele kar yağıyor gardaşım” sözlerindeki sesinin titreyişini hâlâ yüreğimizde hissetmekteyiz. Erzincanspor için yüreğindeki his ve heyecanı her daim canlı ve taze tutan gönüllere selam olsun!
İlerleyen yıllarda Erzincanspor, adeta bir labirentin içindeki kahraman gibiydi. Üst liglerin kapısını zorlarken karşılaştığı engeller, mitolojik canavarlar kadar heybetliydi. Ekonomik darboğazlar, haksız kararlar ve talihsiz sakatlıklar; her biri bu Erzincanspor’un yoluna taş koymaya çalıştı. Ancak taraftarın "Erzincan uyuma, takımına sahip çık!" nidası, o karanlık labirentte yol gösteren bir fener oldu. Erzincanspor, sahanın içinde bir şövalye zarafetiyle, sahanın dışında ise bir derviş sabrıyla bekledi sırasını.
Şimdilerde ise o eski, tozlu sahaların yerini modern arenalar aldı. Yeni Erzincan Şehir Stadyumu, sadece beton ve demir yığını değil; geçmişin hatıralarını geleceğin zaferlerine bağlayan bir köprüdür. Orada her hafta sonu, binlerce yürek aynı ritimle çarpar. O stadyum, Doğu Anadolu’nun futbol kalesidir; içinde her yaştan taraftarın rüyalarının saklandığı dev bir sandıktır.
Erzincanspor’un bugünü, dünün sabrıyla yoğrulmuş bir başarı öyküsüdür. Artık bu takım, sadece bölgesel bir güç değil, Türk futbolunun parlayan yıldızlarından biridir. Bu kulüp genç yeteneklerin akademiden süzülüp birer pırlanta gibi işlendiği, disiplinin ve vefanın ön planda tutulduğu bir yapıya bürünmek zorundadır ve bu zorunluluk her “BEN ERZİNCANLI”yım diyen kişinin sorumluluk dairesindedir. Elbette olağanüstü haller olağanüstü insanlar ortaya çıkarır. Zor zamanların insanları, bırakıp gidenleri unutmadığı gibi kalıp mücadele edenlerin emeğini ve samimiyetini de vefa tacı olarak başının üstünde taşımayı da bilir. Sorumluluk için kalan, elini uzatan, elini değil gövdesini taşın altına sokmaktan imtina etmeyen gönüllere selam olsun!
Gelecek, Erzincanspor için bir muamma değil, bir fetihtir. Ufukta görünen sadece futbolda başarı değil; Erzincan isminin daha güzel nokta ve platformlarda yankılanması, kırmızı-siyahlı bayrağın layık olduğu yerlerde dalgalanmasıdır. Bu takım, bir gün 12.500 kapasiteli stadyumu ile ulusal spor medyasında boy gösterdiğinde, Munzur Dağları’ndaki yankı, tüm Türkiye’yi sarsacaktır.
Erzincanspor, sadece bir kulüp değil; imkansızlığın içinde imkân yaratanların, düştüğü yerden daha güçlü kalkanların, futbolun öncülüğünde şehrin vizyonunu ve tanınmışlık yönünü artırma noktasında bir şehri birleştirenlerin efsanesidir. Ve bu efsane, son düdük çalana kadar değil, dünya döndükçe yazılmaya devam edecektir. Kalbi Erzincanspor için çarpanlara selam olsun!
Can Erzincan’ın kalbi, o yeşil sahada, o meşin yuvarlağın her dönüşünde atmaya devam edecek. Çünkü bu aşk, zamana ve mekâna sığmayacak kadar büyüktür.
Yer Kırmızı; Gök Siyah… Yaşasın 24Erzincanspor !!!
