Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk[2][3][4][5][6][7] asker ve komutandır.[8][9][10][11][12][13] 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehrisebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.
Timur, katıldığı bir savaşta ayağı aksak kalacak biçimde darbe aldığından dolayı kendisine Aksak Timur anlamına gelen Farsça Timur-i leng,[14] Türkçeleşmiş olarak Timurlenk, Batılılar tarafından ise Tamerlane denilmekteydi. Timur'un düşüncesi Cengiz Han'ın ölümünden sonra parçalanan ve onun torunları tarafından kurulan Çağatay Hanlığı, İlhanlılar ve Altın Orda kalıntıları üzerinde Cengiz İmparatorluğunu tek bir siyasal çatı altında yeniden ayağa kaldırmaktı. Seferleri de bu düşüncesini doğrular niteliktedir ve saltanatının sonuna doğru bunu büyük ölçüde başarmıştır. Önce yeniden birleştirdiği Çağatay ulusunun başına geçti. Ardından batıda Hülagû Han topraklarını kendi hükümdarlığına kattıktan sonra kuzeye yönelip, Altın Orda'nın üzerinde egemenlik sağladı. Ancak 1405 yılında Çin'i fethetmek üzere düzenlediği seferde yolda hastalanarak öldü. Timur, yaşamı boyunca Cengiz Han yasasına çok önem vermiştir. Cengiz Han soyundan Kazan Han'ın kızı Saray Mülk Hanım'ı nikâhına alarak damat anlamına gelen Küregen takma adını taşımaya hak kazanmıştır.[15] Cengiz Han'ın soyundan gelmediği için "Han" unvanı yerine "Emir" unvanını kullanmıştır[16] ve ölünceye kadar kukla bile olsa, Cengiz Han soyundan birini Han olarak yanında taşımıştır. Timur bir yandan Cengiz yasasının uygulayıcısı olurken diğer taraftan kendine İslamın Kılıcı biçiminde atıfta bulunarak fetihlerini meşrulaştırmak amacıyla İslami simgeler kullanmıştır. 1398'de Hindistan'da Delhi Sultanlığı, 1401'de Suriye'de Memluk Devleti ve 1402'de Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne karşı kazandığı zaferlerden sonra İslam dünyasındaki en büyük güç konumuna geldi.[17] Hristiyan Gürcüler, ateşe tapan Hindular ve İzmir'de Hristiyan Şövalyeleri'ne karşı hareket ederken gaza ödevini yerine getiren gazi hükümdar imajını üstlendi. Ancak kimi tarihçilere göre Timur için yasa, şeriattan önce gelmekteydi.
Seferlerinin en büyük ve uzunları Batı Asya'daki seferleridir. Birincisi üç, ikincisi beş ve üçüncüsü yedi yıl sürmüştür. Kanlı ve yıkıcı seferlerine karşın, elegeçirdiği ülkelerdeki bilgelere, ustalara ve sanatkârlara zarar verilmesine izin vermeyerek, onları başkentinde toplamış Semerkant'ın o dönemin en önemli bilim, kültür ve sanat merkezlerinden biri olmasını sağlamıştır. Timur'un kurduğu devlet, Türk-Moğol devlet ilkeleri ve Türk-Moğol askeri örgütlenme öğeleri ile İslam, özellikle İran medeniyeti öğelerinin kendine özel bir birleşimidir.[18][19][20] Müslüman olmasının yanı sıra eski Türk-Moğol geleneklerini de yaşatmaya çalışmıştır
Cengiz Han ölmeden önce imparatorluk topraklarını oğulları arasında paylaştırmıştı. Han, Kaşgar dolayı ile Maveraünnehir'in büyük bölümünü ikinci oğlu Çağatay'a vermiş, Moğol İmparatorluğu'nun 1294'te parçalanmasından sonra bu topraklara Çağatay'ın soyundan gelenlerin hükmettiği devlete Çağatay Hanlığı denilmekte idi. Çağatay hükümdarları Tengricilik inancını benimsiyorlardı. Ancak içlerinde Budist olanlar da vardı. Çağatay Hanlarının ciddi İslamlaşması ise Tarmaşirin'in İslam'ı kabul etmesinden sonra yaşanmıştır. 1331-1334 yılları arasında egemenlik süren ve Müslüman olduktan sonra Alaaddin adını alan Tarmaşirin, Müslümanlığı seçen ilk Çağatay Hanıdır. Bu dönemde Maveraünnehir'de yaşayan ve kent kültürüne uymuş olan Çağatay Hanlığı yapısındaki halk, kendilerine "Çağataylı" olarak hitap etmeye başlamıştır. Bu dince İslamlaşmış, dil olaraksa Türkleşmiş Çağataylılar tarihçiler tarafından Çağatay Türkleri ve kullandıkları dil de Çağatayca ya da Çağatay Türkçesi olarak adlandırılmıştır.
Timur, o dönemde Çağatay Hanlığı toprakları içerisinde yer alan Semerkand kenti ile Belh kenti arasında eski adı Keş olan Şehrisebz şehri sınırları içerisinde Hoca Ilgar köyünde dünyaya geldi. Şerefeddin Al-i Yezdi'nin Zafername adlı yapıtında Timur'un doğum tarihi 12 Nisan 1336 Perşembe, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Sıçan Yılı olarak verilmektedir. Söylentiye göre Timur, avucunda pıhtılaşmış kan ve yaşlı adam saçları gibi beyaz saçlarla doğmuştur. Avucunda kan ile doğması zamanın egemeni anlamına gelen sahip kıranlık belirtisi olmakla birlikte ileride çok kan dökeceği biçiminde yorumlanmıştır. Timur Sâhipkıran sanını ilerleyen yıllarda Cihangir sanı ile birlikte kullanmıştır. Saçlarının beyazlığı ise erken yaşta meydana gelen bir olgunluk görülüp onun ileride büyük işler başaracağına inanılmıştır.
Kaynaklarda Timur'un babasının adının Turagay, annesinin adının Tekira Hatun olduğu kaydedilmektedir.[12] Çağatay ulusunu oluşturan Türk-Moğol boylarından Barlaslar'ın önderi olan Turagay yalnızca kendi oymağında değil Tüm Çağatay ulusunda saygın bir bey idi. Moğolların Gizli Tarihi adlı yapıtta belirtildiğine göre Barlaslar aynı zamanda Cengiz Han'ın da atası olan Moğolların efsanevi atası Alangoya'nın soyundan gelmektedir.[21] Dul olduğu halde iki çocuk doğuran Moğolların büyük efsanevi atası ve büyük annesi olarak kabul edilen Alangoya yalnızca Cengiz Han'ı değil onunla birlikte “Nirun” yani ışığın çocukları adı verilen bir yığın boyu ilgilendirir. Cengiz Han'ın boyu Borciginler gibi Timur'un boyu Barlaslar da bunlar arasında sayılmaktadır. Barlaslar boyundan olan Timur'un 15. yüzyılın başına ilişkin mezar yazıtında da Alangoya'dan, tıpkı Meryem Ana gibi saygıyla sözedilir. Yine Timurlu dönemine ilişkin bir minyatürde Alangoya yanında bir kurt ile betimlenmiştir.
Timur'un doğduğu dönemde Barlaslar, İslam dininin dışında Şamanizm ve Budizm ile ilişkili insanları da barındırmaktaydı. Aynı zamanda bu yoğun halk hareketleri halkların kültürel olarak birbirlerini etkilemelerine ve karışmalarına neden olmuştur. Bunun doğurduğu sonuçlardan biri olarak bir Moğol boyu olan Barlaslar, Moğolcanın yanı sıra Türk dillerinin Uygur kökenli bir türü olan ve Farsçadan yoğun biçimde etkilenmiş[22] olan Çağataycayı da kullanmaktaydılar.[23][24] Avrupalı tarihçiler arasında Timur'un soyu tartışılmaktadır.[25] Timur ile konuşmuş ve birebir olarak söyleşmiş bir tarihçi olan İbn Haldun, kendi kitabında Timur'u, Türk olarak tanımlamıştır.[26] Elçi olarak Semerkand'a Timurun sarayına giden İspanyol asilzade Ruy Gonzales De Clavijo Timur'un Hayatı & Kadiz'den Semerkant'a Geziler kitabında Timur'un, Türk göçmenlerinin ırkından olup soylarıyla övünen asil bir soydan geldiğini belirtmiştir.[6] Richard Bulliet, Barlasların Moğollukla ilgisi olmadığını söylerken[27] Rene Grousset[28]'de Timur'un kendi zamanında yazılan kitaplarda soyunun Cengiz'e dayandırıldığını, oysaki onun Moğollukla ilgisi olmadığını belirterek Timur'un Türk olduğunu söylemektedir. Zeki Velidi Togan'a göre Cengiz Han Türk'tür bu nedenle Timur da Cengiz ile aynı kökten olduğu için o da Türk'tür. Fransız Türkolog Jean-Paul Roux ise Timur'un Türkleşmiş bir Moğol olduğunu ileri sürmektedir. Türkiye'de Timur tarihinin önde gelen adlarından Prof. Dr. İsmail Aka, Timur ve Devleti adlı yapıtında, Timur ve Cengiz'in aynı soydan geldiklerini yazmaktadır ancak, Türk ya da Moğol olduğu konusunda bir şey söylememektedir. Ona göre Timur'un ilk evlilikleri ve kız kardeşlerinin yaptığı evlilikler onun soyunun sıradan bir yere bağlanmadığını göstermektedir. Prof. Dr. Hayrunisa Alan da Bozkırdan Cennet Bahçesine Timurlular adlı yapıtında Timur ve Cengiz'in uzak atalarının bir olduğunu belirtmektedir. Ancak, o da İsmail Aka gibi Timur'un Türk ve Moğol olduğu konusunda bir şey söylememektedir.
Emir Timur'un soyu ölümünden sonra torunu Uluğ Bey tarafından Issık Göl dolayından getirilip Semerkant'ta yazılarak, Timur'un mezarı üzerine dikilen yeşim taşı üzerinde şu biçimde kaydedilmiştir: Emir Timur Küregan b. Emir Turagay b. Emir Berkel b. Emir İlengir b. Emir İtil b. Emir Karaçar Noyan b. Emir Suguçcin b. Emir Erdemci Barula b. Emir Kaçulay b. Emir Tummanay. Timur'un ceddi Tumanay'ın beşinci göbekten Cengiz Han'ın da atası olduğu düşünülmektedir.
Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde, Çin'e sefere giderken Otrar'da 69 yaşında öldü.[49][50] Ölüm sebebi kulunç rahatsızlığı idi. Hemen, Semerkand'a getirilerek torunu Halil Sultan tarafından, daha önce ölmüş olan torunu Muhammed Sultan'ın Ruh Abâd yakınlarındaki medresesine defnedildi. Timur, torunu Muhammed Sultan'ı tahtının varisi gibi görüyordu. Ancak Muhammet Sultan'ın 1404 yılında, beklenmedik şekilde genç yaşında ölümünün ardından Timur bu çok sevdiği ve ardılı olarak gördüğü torunu için Semerkant'ın seçkin bir tepesinde adına yaraşır bir büyük mozeleum inşasını emretmiş Muhammed Sultan buraya defnedilmişti. Mozeleum, anıt mezar, camii ve medrese yapılarından oluşuyordu. Timur da ölümünün ardından çok sevdiği torununun yanına defnedildi. O zamandan sonra Gur Emir, tüm Timur hanedanın birlikte yattığı anıt mezar durumuna getirildi. Timur'un ölümünden sonra oğlu Şahruh, diğer oğlu Miranşah ve torunu Uluğ Bey buraya defnedildi. Gur Emir Mozolesi yedi bölümden oluşuyordu: Sağda Müslümanların dua ettiği hanaka, solda medrese ve merkezde mosoleum, iki tarafında anıtı tamamlayan iki minare. Medrese ve hanaka günümüze ulaşamamıştır. Anıtın yüksek kubbesinin altında üç sıra halinde yan yana yatan on kadar mermer mezar taşı bulunmakla birlikte Sadece Timur'un mezartaşı siyah renkte nephritis taşıdır ancak burası sembolik mezardır. Gerçek mezar bu salonun altındaki salonda bulunmaktadır ve ziyarete açık değildir. Timur'un bedeni, taş lahdinin içinde yatmaktadır. İslam geleneği ile başı Mekke'deki Kabe'ye yöneliktir. Orta Asya geleneğinde kutsal ölülerin mezarlarına konulan at kuyruğunun burada da bulunduğu mozelenin onarımı sırasında ortaya çıkarılmıştır.
Timur, Şehrisebz'de yazlık sarayı yakınlarında, genç yaşta ölen iki oğlu, Cihangir ve Ömer Şah için Mozeleum Kompleksi inşa ettirmişti. Bu kompleks içinde kendisi için de bir mezar odası inşa ettirdiği bilinmekle birlikte bu konuda başka herhangi bir bilgi bulunmamaktaydı. 1960 yılında bir kız çocuğunun Timurlu Mozelesi Kompleksi yakınlarda oynarken üzerine bastığı yerin çöküp açılan çukura düşmesi ile birlikte Timur'un ölmeden kendisi için yaptırdığı mezar odası bulundu. Mezar odasının duvarındaki yazıtta Timur'un mezar odası olduğunu kayıtlı olmakla birlikte odada devasa bir lahit bulunmakta idi. Ağırlığı nedeniyle lahdin kapağı zorlukla açılabilmişti ve içinin boş olduğu görülmüştü. Timur sağlığında mezar odasını hazırlatmış, bu mezar odası muhtemelen Orta Asya geleneğine bağlı olarak Attila'ya, Cengiz Han'a yapıldığı gibi gizli tutulmuştu. Gur Emir ile birlikte Şehrisebz'deki mezar kopleksi bırakılmış ya da unutulmuştur.
Mezarının açılması
19 Haziran 1941'de Sovyet antropolog Mikhail Gerasimov, Timur'un bedenini inceledi. Ancak Timur'un mezarını açmadan önce protestolarla karşılaşmıştı ve mezarın lanetli olduğuna dair bir inanış vardı. Anıt mezarında her kim olursa olsun Timur'un mezarını deşerse ülkesine savaş şeytanlarının dolacağını söyleyen bir yazı olduğu söylenir.[51] Gerasimov mezarı açtıktan 3 gün sonra 22 Haziran 1941'de Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliğine savaş ilan etmesi, bu söylentinin popülerleşmesine ve günümüze dek gelmesine neden olmuştur.[52] Lahitlerden çıkarılan kemikler Leningrad'da götürüldü ve incelendi. Timur'un bedeninde yapılan araştırmada, kendi çağına göre uzun sayılabilcek bir boyda 1.73 cm olmakla birlikte, geniş göğüslü ve belirgin elmacık kemikli biri olduğu anlaşıldı.[53] Ayrıca onun kalça incinmesinden dolayı aksaklığı doğrulandı. Antropolog Gerasimov, kafataslarını inceleyerek tüm hanedanın portrelerini yaptı. Kasım 1942'de Stalingrad Zaferinden önce İslamî törenle tekrar defnedildi.
Özbekistan İçin Önemi
Özbekistan'da Emir Timur, ulusal kahraman olarak kabul edilir. Taşkent'te heykelleri dikilmiş, doğum yeri Şahrisabz UNESCO Dünya Mirası olarak korunmaktadır. Bağımsız Özbekistan'ın kurucu liderlerinden İslam Kerimov, Emir Timur'u ülkenin milli gücünün bir sembolü haline getirdi. Bugün Özbekistan'ın en büyük üniversitelerinden biri olan "Timur Akademisi" ve birçok cadde, meydanında onun adını duyurdu.
#EmirTimur #AmirTemur #Timurİmparatorluğu #Özbekistan