2025, insanlığın aynı hataları daha gelişmiş araçlarla tekrarladığı bir yıl olarak hafızalara kazındı.

2025, insanlığın aynı hataları daha gelişmiş araçlarla tekrarladığı bir yıl olarak hafızalara kazındı.

Ateş daha akıllıydı, ama yanan yine ormandı. Silahlar daha hassastı, ama hedef yine sivildi. Sözler daha özgürdü denildi, ama düşünce hâlâ temkinliydi.

Ateş daha akıllıydı, ama yanan yine ormandı.
Silahlar daha hassastı, ama hedef yine sivildi.
Sözler daha özgürdü denildi, ama düşünce hâlâ temkinliydi.

Savaşları ekranlardan izledik; acıyı sayılara, kayıpları istatistiklere çevirdik.

2025, aynı zamanda ağır bir sessizliğin içinden geçtiğimiz bir yıl oldu.

“Terörsüz bir Türkiye” fikri, bir slogan değil;
en çok annelerin duası olarak yankılandı.

Emekliler, bir ömür çalışmanın karşılığını ay sonunu getirme hesabına sığdırmaya çalıştı.
Emekçiler, alın terini enflasyona karşı korumaya uğraştı.
Gençler umutlarını değil, geçim kaygılarını büyütmek zorunda kaldı.
Ekonomik kriz rakamlardan ibaret olmadı;
mutfakta, pazarda, kira gününde hissedildi.

Emekliler hafıza olarak görülmeli.
Çalışanlar sadece geçinmeye değil, yaşamaya da hak bulabilmeli.
Gençler geleceği ertelemek zorunda kalmamalı.

2026’da ormanlar yalnızca haritalarda değil, gerçekten korunmalı.
Hayvanlar bir başlık değil, bir emanet olarak görülmeli.
Çocuklar haber bültenlerinin alt yazısı olmaktan çıkmalı.
Kadınların adı istatistiklerde değil, hayatta çoğalmalı.

terörün değil;
barışın konuşulduğu, 
Gözyaşının değil, helalleşmenin çoğaldığı, Annelerin evlatlarını toprağa değil, hayata uğurladığı bir yıl.

İfade özgürlüğü dipnotlarla değil, hukukla güvence altına alınmalı.
İnsanlar birbirini kimliğiyle değil, insanlığıyla tanımalı.
Ötekileştirme bir siyaset dili değil, geçmişin ayıbı olarak kalmalı.

2026’da teknolojiye yön verilirken ahlak zemin olmalı.
Yapay zekâ büyürken hukuk küçülmemeli.
Şehirler yükselirken tevazu yerin altına gömülmemeli.
İmar yalnızca betonla değil, vicdanla planlanmalı.

Ve belki de en önemlisi:
2026’da daha az bağıran, daha çok dinleyen;
daha az yargılayan, daha çok anlayan;
daha az gösteren, daha çok hisseden bir dil hâkim olmalı.

Çünkü dünya artık büyük laflardan yoruldu.
Dünya Samimiyet, Adalet, Merhamet istiyor.

2026 sizlere ve sevdiklerinize sağlık huzur esenlik umut dolu yarınlar getirsin.

24 dönem Diyarbakır milletvekili Cuma İçten



Haber Editörü

admin

Yorumlar (0)

GÜNDEM

Haberi Sesli Oku