Tarih: 04.05.2025 11:12

Yeşil Kürtçülüğün Maskesi: HÜDA-PAR ve İngiliz’in Eski Oyunları

Facebook Twitter Linked-in

Yeşil Kürtçülüğün Maskesi: HÜDA-PAR ve İngiliz'in Eski Oyunları
Gökmen Küçükçalık

Son dönemde Türkiye siyasetinde "Yeşil" fraksiyonun temsilcisi olarak öne çıkan HÜDA-PAR, aslında bölgeyi ve milleti tanıyanlar için sürpriz değil. Çünkü bu hikâye yeni değil, bu tiyatro defalarca sahnelendi. İngiliz'in, İslam'ı araçsallaştırarak sahaya sürdüğü operasyonlar, İslam coğrafyasının kanayan yarasıdır.

Afganistan'da "topal imam" vakası, Lawrence'ın itirafı —"Kendimi o kadar işime verdim ki yalnızken bile namaz kılıyordum"— ve Gertrude Bell'in titiz saha çalışmaları, hepsi aynı amaca hizmet etti: Osmanlı'nın kalbini parçalamak, Müslüman halkları birbirine düşürmek ve kukla yapıların önünü açmak. Nihayet 1924'te Şeyh Said İsyanı geldi; sözde dini hassasiyetlerle, özde İngiliz oyunuyla Anadolu'yu parçalamaya yeltendiler.

Bugün HÜDA-PAR'ın ideolojik damarlarına baktığınızda, bu mirasın izlerini bulursunuz. Slogan başka, motivasyon başka. Dillerinde İslam, gönüllerinde "Büyük Kürdistan" hayali var. Biliyorlar ki, yalnız başlarına başaramazlar. O yüzden her dönem bir ağabeyi olur: Kimi zaman İngiliz, kimi zaman Amerikalı, kimi zaman başka bir emperyalist güç.

Ama bu milletin hafızası uzun, sabrı büyüktür. Türk milliyetçileri, milletin çimentosudur. Dün Şeyh Said isyanında, Dersim'de, Ağrı'da nasıl dur dediysek; bugün de, yarın da aynı kararlılıkla "yeter" diyeceğiz. Çünkü bu toprakların, bu bayrağın, bu milletin bedelini kanla ödemiş bir milletin evlatlarıyız.

Sonuç ne olacak? Tarihin çöp kutusuna atılmış bir hayal daha. Büyük Kürdistan, haritalarda bir fantezi olarak kalacak, meydanlarda bir haykırıştan öteye geçemeyecek. Ve biz, Türk milliyetçileri olarak, bir kez daha tarihin motoru olacağız; ihanetin, bölücülüğün önünde set, milletimizin yanında kale olacağız.

Dostlar, uyanık olun. Dini söylemlere sarılmış her hareket, milletin hareketi değildir. İslam'a hizmet, İngiliz'in planlarına uşaklıkla bir arada yürümez. Gerçek milliyetçiler, gerçek Müslümanlar, bu tezgâhları görür ve gereken cevabı verir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —