Tarih: 20.11.2023 00:32

TDSP BAŞKANI ŞAHİN: GAZZE İLE BİRLİKTE TÜM İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ KINIYORUZ

Facebook Twitter Linked-in

TDSP  Başkanı Serdar ŞAHİN, Gazze'de yaşayan vatandaşlara yönelik gerçekleştirin insanlık dışı hareketleri ve  Filistin'de  yaşanan insanlık dramını kınadıkları bildiren bir metin yayımladı. Şahin, konuyla ilgili olarak ''Biz Türkler tarihimize bakıp hafızamızı diri tutar, töremize bakıp toplumsal yaşamımıza devam eder, "Cihan Hakimiyeti" ülkümüzle insanlık içinde yol yürüyüşümüze devam ederiz. 
7 Ekim 2023 gününden bu güne İsrail ordusu tarafından,  Gazze'de binlerce sivilin hak hukuk gözetmeksizin acımasızca katledilmesini ve yaralanmasına da bu açıdan bakıyoruz.
Filistin'in devlet olarak Türkiye ve Türk Dünyasına geçmişte ve günümüzde yaptığı olumsuzlukları hatırlarımızdan çıkartmadan, töremizin bize verdiği kodlarla Gazze'de yaşanan insanlık dışı şiddeti kınıyoruz.


Aynı zamanda Doğu Türkistan'da, Kırım'da, Türkmenelinde, Güney Türkistan'da ve diğer tüm Türk yurtlarında, Türklere uygulanan insanlık dışı zulümleri de unutmuyoruz. Türklere zulmeden devletleri, milletleri ve unutan, unutturmaya çalışanları da aynı şekilde şiddetle kınıyoruz.
Sadece Türklere veya Müslümanlara yapılan zulümleri mi kınıyoruz? Elbetteki hayır. Biz Türkler, topraklarını genişletmek veya başka milletleri sömürmek için sivil ve masum insanlara zülmeden, insan haklarını gasp eden tüm devletleri şiddetle kınıyoruz. Özellikle Afrika başta olmak üzere Miyanmar'da, Arakan'da, Sudan'da, Yemen'de, Suriye'de, Hindistan'da yapılan ihlalleri de şiddetle kınıyoruz.
Uluslararası Hukuk, Savaş Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku kuralları, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararları, Cenevre Sözleşmesi, Lahey Sözleşmesi, BM Konvansiyonel Silahlar sözleşmesi, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve hepsinden önemlisi insanlık vicdanı ve ahlakına göre dünyanın her neresinde olursa olsun;


- Bebeklerin,  çocukların öldürülmesi, 
- Kadınların öldürülmesi, 
- Silahsız masum sivillerin öldürülmesi, 
- Gazetecilerin öldürülmesi,
- Hastanelerin bombalanması, 
- Okulların bombalanması,
- Sivil yerleşim yerlerinin bombalanması,
- Cami, kilise ve inançlara ait be  hangi dine ait ibadethanelerin bombalanması, yıkılması ve kültürel mirasın yok edilmesi,
- Savaştan kaçan insanların sığındıkları yerlerin, kamplarının bombalanması,
- Ambulansların, yaralı taşıyan araç konvoylarının bombalanması,
- Fosfor bombası gibi kitle imha silahlarının kullanılması,
- Esirlere kötü muamele edilmesi,
- İnsanlara karşı açlık ve susuzluğun savaş yöntemi olarak kullanılması, 
- Enerji benzeri, su, gıda gibi temel ihtiyaç maddelerine yönelik ambargo,
- Her türlü insanlık dışı şiddet uygulayarak insanların göçe zorlanması,
- Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk demeden toplu olarak bir milletin yok edilmesi SAVAŞ SUÇUDUR.


Tüm bu hukuksuzluklar, zulümler ve insanlık değerine sığmayan şiddet her nerede olursa olsun kabul edilemez.
Kendi yaptırdığı hastaneler bombalanırken, BM'nin her zaman ki gibi tarafgir suskunluğu, başka inançlara karşı tahammülsüzlüğüne, kanlı geçmişine, hukuk ve kural tanımazlığına rağmen İsrail yönetimine batı devletlerinin koşulsuz askeri veya siyasi destek sağlaması kabul edilemez.
Dünyanın her neresinde olursa olsun yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hak ve özgürlükler, İsrail başta olmak üzere zulmedenler tarafından ihlal edilirken insan hak ve hürriyetlerinin beşiği kabul edilen AB'deki bazı Devlet yöneticilerinin savaş suçlarını teşvik eden beyanatları, batının insan hakları ihlallerine sessiz kalmaları, zulme engel olmamaları,
sığınma kamplarının, yaralı konvoylarının yanı başlarında bombalanmasını Müslüman ülkelerin seyretmeleri, 
İsrail'in sivillere uyguladığı tarifi mümkün olmayan vahşet ve hukuksuzluklar karşısında, söz sahibi devletlerin, sanat, bilim, spor ve iş insanlarının, gazeteci ve kanaat önderlerinin, hâkim ve savcıların olaylara, yaşananlara sessiz kalması devletlerin, toplumların ve bireylerin İnsan Hakları Evrensel Beyannemesine rağmen açık ve gizli işlediği apaçık İNSANLIK SUÇUDUR.


Türk Dünyası olarak hep birlikte medeniyet kodlarımızın bize verdiği bilinçle, apaçık görünür bir şekilde, ısrarla ve yüksek sesle Dünyaya sesleniyor, zulme uğrayanların yanında olduğumuzu, zalimlerin karşısında olduğumuzu bildiriyoruz. 
Dünyada dili, dini, ırkı, rengi, ülkesi ne olursa olsun zulümlere, insan hakları ihlallerine dur diyoruz. Son yaşananların insanlığın zalimlerden kurtulması için bir fırsat olmasını diliyoruz.


İnsanlık olarak, İnsan olmanın verdiği yükle zulme ve insan hakları ihlallerine Türk Dünyası dahil tüm dünya insanlığının dur demesi gerekir. Bu gün ve her daim bunu dillendirmeliyiz. Çünkü yarın geç olabilir. İşgalci ve sömürgeci zihniyetler sessizliğimizden faydalanıp bir gün sırayı bizim çocuklarımıza da getirebilirler. 
Bir insan olarak, insan olmakla kazanılan tüm hakların Türk tarihi ve medeniyetimizin bize verdiği bilinçle, dünyadaki zulme, insan hakları ihlallerine hep birlikte dur diyoruz ve diyeceğiz. Esir Türklerin uğradığı zulümler başta olmak üzere, tüm insanlığın uğradığı zulümleri şiddetle kınıyoruz. Türkler olarak dünyayı daha yaşanabilir kılmak için çalışacağımızı, insanlık alemine insanı yaşatma bilinciyle ile huzurun gelmesine katkı sağlayacağımızı beyan ediyoruz.
Türk milleti olarak diğer tüm milletler, toplumlar ve insanların kardeşçe yaşayacağı huzur dolu dünyayı hep birlikte inşa etmeyi arzu ediyor ve dünyada insan olmakla bize kardeş olan herkesle omuz omuza olacağımızı beyan ediyoruz.  
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —