Tarih: 26.12.2025 20:20

Mardin’de evlerinde ölü bulunan aile soruşturmasında tutuklu sayısı 4'e yükseldi

Facebook Twitter Linked-in

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 25 Kasım gecesi evlerinde başlarından silahla vurulmuş halde ölü bulunan Berna Kaya (33), Mehmet Kaya (37) ve 5 yaşındaki kızları Samyeli Kaya’ya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, ailenin yakınları ve avukatları basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Olay, Kızıltepe ilçesine bağlı Turgut Özal Mahallesi Mardin Caddesi’nde bulunan Hacı Şeyhmus Can Apartmanı’nın 2’nci katındaki dairede meydana geldi.

Kaya ailesinden haber alamayan komşular, mahalle muhtarı ile birlikte kapıyı açarak içeri girdi. Yapılan kontrolde anne, baba ve küçük kızlarının başlarından silahla vurularak hayatını kaybettiği belirlendi.

Olay yeri incelemesinde evde boğuşma izine ve kapıda zorlama bulgusuna rastlanmazken, olayda kullanılan silahın evde bulunmadığı tespit edildi.

Samyeli Kaya’nın cansız bedeninin kanepede, anne ve babasının ise odanın ortasında olduğu belirlendi. İl Emniyet Müdürlüğü tarafından özel ekip kurularak Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) ve çevredeki güvenlik kameraları incelemeye alındı.

Berna Kaya ve kızı Samyeli Kaya’nın cenazeleri Van’ın Tuşba ilçesinde, Mehmet Kaya’nın cenazesi ise Savur ilçesine bağlı İşgören Mahallesi’nde toprağa verildi.

Soruşturma kapsamında ailenin komşusu M.C., olayda kullanıldığı belirtilen tabanca ile birlikte yakalandı.

M.C., çıkarıldığı mahkemece ‘Kasten öldürme’ ve ‘Delil karartma’ suçlarından tutuklandı. M.C.’ye yardım ettiği iddia edilen V.E. ve B.K. de ‘Delil karartma’ suçundan tutuklandı.

Silah satıcısı olduğu iddia edilen B.A.’nın da tutuklanmasıyla dosya kapsamında tutuklu sayısı 4’e yükseldi.

Mardin Barosu’nda Kaya ailesi, avukatları ve insan hakları derneklerinin katılımıyla ortak basın toplantısı düzenlendi.

Aile avukatlarından Avukat Seher Acay, “Yargı süreci devam ediyor. Dosya soruşturma aşamasında ve gizlilik kararı devam ediyor. Dolayısıyla yapacağımız basın toplantısı gizlilik kararını ihlal etmeyecek, gizlilik kararına helal getirmeyecek düzeyde olacak. Bu tarz öldürme olaylarının bireysel mağdurlar değil, toplumda yarattığı vahameti de düşünecek olursak toplumun yapısının tamamına yönelen, bunu hedef alan bir olgu bir olay olduğunu bize gösteriyor. Dediğimiz gibi birçok hususta bunu değerlendirmek gerekiyor. Ben öncelikli olarak bireysel silahlanmanın getirdiği olumsuz koşullardan bahsetmek isterim. Çünkü bu olayda en net bir şekilde bireysel silahlanmanın şiddeti ne kadar hızlı ve ne kadar kolay erişebilir hale getirdiğini ve ne kadar ölümcül niteliğe kavuşturduğunu görüyoruz. Nitekim bireysel silahlanma sadece ölümün aracı değil faili de cesaretlendiren bir konuma kavuşuyor. Bu durumda da bireysel silahlanma için sadece bir güvenlik değil doğrudan yaşam hakkı meselesi olarak yaklaşması gerektiğini vurgulamak istiyorum.” dedi.

Ailenin diğer avukatı Nurullah Öner ise soruşturmanın geldiği aşamaya ilişkin değerlendirmede bulunarak, “Dosyaya konulan gizlilik kararı gereği biz her türlü değerlendirmeyi maalesef yapamıyoruz. Biz bu anlamda daha önce kamuoyuyla paylaştığımız bilgiler dışında şu an için dosyada ekstra bir bilginin olmadığını da belirtmek istiyoruz. Yani 4 tutuklu var. Yani katil şüphesiyle tutuklu olan komşu var ve maalesef vahim bir durum var ortada. Biz bütün bunların soruşturma sürecinde bu vahim olaya bir şekilde karışmış olabilme ihtimali olan tüm kesimlerin bir şekilde dinlendiğini, kimilerinin bilgi verme sıfatıyla, kimilerinin tanık sıfatıyla, kimilerinin de şüpheli sıfatıyla beyanlarının alındığını biliyoruz. Soruşturma makamı da yakında bununla ilgili artık bir iddianamenin hazırlanacağını ve davasının açılacağına yönelik bir bilgilendirmede geçti.” ifadelerini kullandı.

Mehmet Kaya’nın ağabeyi Sadık Kaya ise yaşadıkları acıyı şu sözlerle dile getirdi: “Aile olarak acı çektik, yaşadık. Bu acıların kimsenin yaşamasını istemiyoruz artık. Bakın, biz perişan olduk. Ailemiz yok oldu. Artık kurumlar olur, aileler olur, STK’lar olur. Kim olursa olsun, dernekler kim olursa olsun buna bir çözüm bulmamız lazım.”

Mardin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Başak Ayyıldız da dosyaya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Dosya kapsamında şüpheli M.C. ifadesinde 1 adet silah temin ettiğini beyan etmiş olmasına rağmen, olayla bağlantılı olarak 2 adet silah ele geçirilmiştir. Dosyada yer alan uzmanlık raporunda bu silahlardan birinin 6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirildiği, diğerinin ise ateşli silah fişeklerini kullanmaya elverişli olmadığı tespit edilmiştir. Bunun dışında kalan ve kamuoyuna yansıyan iddiaların hiçbiri tarafımızca doğrulanmış değildir. Bu nedenle özellikle cinnet, aile içi mesele gibi kavramlarla olayın çerçevelenmesini, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran ve örtbas eden bir yaklaşım olarak görüyoruz. Bizler süreci etkilemeye değil, hukukun işlemesine alan açmaya, bilgi kirliliği üretmeye değil, gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu dosyanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı ve hiçbir şekilde unutturulmasına izin vermeyeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.” (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —