Türkiye gibi bir etnik kimlikten oluşmayan bir ülkede etnik varlığını öne çıkaran bir anayasanın ülkenin gerçeğiyle örtüşmediğini vurgulayan Avukat Hikmet Delebe, yapılacak yeni anayasanın, toplumu kapsayan bir anlayışla öngörülmesi gerektiğini belirtti.
Avukat Hikmet Delebe
1980 Darbesinden sonra yapılan 82 Anayasasının bir etnik kimliğe vurgu yaptığı ifade eden Delebe, 'Anayasa, bir toplum mutabakat metnidir. 'de anayasa olan anayasa, tam 41 yıl önce yapılmış bir anayasadır.Çünkü 1980 askeri darbesinden sonra 1982 yılında bir anayasa yapıldı.Bu anayasa çokça tartışıldığı üzere içinde bir çekirdek barındırmaktadır.Her şeyden önce 82 Anayasası bir etnik kimliğe vurgu yapmaktadır. bir etnik kimlikten oluşmayan bir ülkede etnik köken öne çıkan bir anayasanın o ülkenin gerçekliğiyle örtüşmediği çok açık olarak ortadadır.Ufak tefek bazı yerlerde kimi değişiklikler yapılmış olsa da asıl mantalite hala ortadadır.' dedi.
'Anayasayı baz alan toplumunun özelliklerini daha çok cevap verir'
Türklük etnik anlayışına, kavramına sık sık vurgu yapan bir anlayışla hazırlanmış yani, 'Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür' dediğinizde burada Türk olmayanlar sözleri bu anayasa kapsamında görmemektedirler. Bu özellikle kucaklayıcı, toplulaştırılmış bir anlayışla anayasanın yapımında faydası vardır.' diye konuştu.
'82 Anayasasında özellikle taraftar tabanını rahatlatan bir durum söz vardır'
Türkiye'de yeni anayasa yapılması yönünde çokça tartışmalara neden olan ama hala sivil bir anayasanın Türkiye'ye kazandırılamadığını dile getiren Delebe, 'Zaman zaman Türkiye'de anayasanın değiştirilme talimatları bazı tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldı. esaslı, sivil bir anayasa Türkiye'ye kazandırılamadı.Nedeni 80 darbesinden sonra yapılan 82 Anayasası, içinde özellikle temel tabanı rahatlatan, onların anlayışına teslim olan bir durum söz içerir. . ' ifadesini kullandı.
'Mevcut sıkıntıların giderilmesinin tek yolu yeni bir sivil anayasanın kazandırılmasıdır'
Bütün görevlerini sürdürmeye yönelik bir çalışmayla bir anayasanın muhafaza edilmesi ifade eden Delebe, 'Toplumun beklentisi şu anda sıkışmayan siyaset, daralan ekonomik alan ve yine adaletteki problemler gözetleyenleri biraz daha bütün bu kısıtlamaları kaldırmaya yönelik bir çalışmayla bir anayasa düzenlemesi yapılmalıdır. Hıristiyanlığın temel ilkelerinin değiştirilmesi mümkün değildir.Bu temel toplumsal bir mutabakata ihtiyacı vardır.Elbette bu noktada siyasilere son derece önemli görevleri düşmektedir.Sonraki medyaya önemli görevleri düşmektedir.Bu sivil varlığının tabi ki üstüne dağılması durumundadır.Toplumsal bir uzlaşmayla ancak Anayasalar değiştirilebilir.Mevcut sıkıntıların giderilmesinin tek yolu Türkiye'ye yeni bir sivil anayasanın kazandırılmasıdır.dedi.
'85 milyonluk ülkede sadece bir etnik kimliğe vurgu yapmak yanlış bir yaklaşım olur'
Yeni anayasanın hiçbir zaman etnik grup üstünlüğünü tanımaması gerektiğini vurgulayan Delebe, 'Bence anayasasının bir defada detay vermeli, açıklamalara girmemeli. Ülkelerde sadece bir etnik kimliğe vurgu yapmak, bir mezhebe çevresine sahip olmak yanlış bir yaklaşım olur.Çok açıklamalara inmeyen, ana hatlarıyla bir düzenleme Türkiye'yi rahatlatacaktır çünkü onun altındaki kanunlar gelecektir. .' şeklinde konuştu.
'Toplumda bir araya gelmekle ortaya çıkabilecek bir anayasa Türkiye'nin ihtiyaçlarını giderecektir'
Delebe, yeni yasama döneminde parlamentonun üzerine düşen göreviyi aşmak için sivil sınırlama bir anayasayla Türkiye'yi rahatlatmasını temenni eden Delebe, 'Sade ve sivil bir anayasa yapılmalı. Önceleyen, toplu ölümleri öne çıkaran, ekonomik yönlerden de refahı artırmaya yönelik bir yaklaşımla temel bir anayasa mutlak surette Türkiye'nin istekleri giderecektir. yi rahatlatir.' diye konuştu